dgo0adW. Geçen hafta içerisinde resmî gazetede yüz binlerce bireyi ve tüzel kişileri de yakından ilgilendiren bir kanun maddesi yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Gelir Vergisi ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına karar verildi ve bunlardan Geçici 89. Madde çalışanlar açısından kafa karışıklığına yol açtı madde hükmü şöyle; “27 Mart 2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edilir.” Madde çalışanlar tarafından direkt olarak kıdem tazminatlarından gelir vergisi kesintisi olduğuna ve bunun alınması için yasa değişikliğine gidildiği gibi yorumlandı. Oysa durum öyle mi bir bakalım; önce kıdem tazminatının yasal durumunu hatırlamakta fayda var. Kıdem tazminatı için ülkemizde halen 1475 iş kanunun 14. Maddesi geçerliliğini korumaktadır. Ve bu yasa maddesine istinaden kişilerin Kıdem Tazminatlarını alabilmeleri için işten ayrılma biçimi çok önemlidir. Erkekler için askerlik, kadınlar için evlenme, malullük aylığına hak kazanma ve işçinin ölümü halinde kıdem tazminatı hakkı doğar. İşverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama hali dışında işten çıkardığı işçilerin de kıdem tazminatı hakkı bulunmaktadır. İşçi, haklı nedenle veya işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymaması durumunda da kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin belirli nedenlerle sona ermesi durumunda işçilerin hak kazandığı bir tazminat türüdür. Yani kanuna göre işçilerin, bu tazminata hak kazanabilmeleri için belirli koşullar dahilinde işyerinden ayrılmaları gerekir. İşte askerlikte bu koşullardan biridir. Sonuç olarak 7 hal gerçekleştiğinde kıdem tazminatlarımızı alabiliyoruz. 1-Emeklilik 2-Yaş hariç diğer emeklilik şartlarını tamamladığımız da yani 15 yıl ve 3600 günümüz varsa, 3-Ölüm 4-Erkeklerin askere gitmesi 5-Kadınların evlenmesi 6-Haklı nedenle işi bıraktığımızda 7-İşveren tarafından işten atıldığımızda Şimdide bu şekilde alınan kıdem tazminatındaki vergi konusuna bakalım; Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, 1475 sayılı yasanın 14. Maddesi kapsamında kıdem tazminatını almaya hak kazanıp işyerlerinden ayrılan işçilere ödenen Kıdem Tazminatından gelir vergisi kesilemez. Sadece damga vergisi kesilir. Kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmesi Gelir Vergisi Kanunun 25. Maddesi uyarınca mümkün değildir. Basın kuruluşlarında “kıdem tazminatından kesilen gelir vergisi iade edilecek” diye çıkan haberler bu noktada doğruyu yansıtmamaktadır. Gelir vergisine tabi kılınan ve kesilen gelir vergisi iade edilecek olan tazminat işverenle işçinin anlaşarak kıdem ihbar tazminatı dışında bir ödeme karşılığı iş sözleşmelerini sona erdirme hallerinde İkale işverenin ödemeyi kabul ettiği tazminattır. Gelir vergisi kesilmiş olup da iadesi söz konusu olan kıdem tazminatı değil, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemelerdir. Dolayısıyla işveren tarafından işten çıkartılan işçilerin hak kazandığı kıdem tazminatı, işe iade tazminatı gelir vergisi zaten kesilmediği için iade de söz konusu değildir. Gelir vergisi iadesi için başvuru hakkına sahip olan işçiler işverenle anlaşarak ek bir tazminat alarak çıkartılan işçiler ve ödenen bu ek tazminatlardır. İstisnai durum şu olabilir eski işyerlerinden özelleştirme gibi zaruri nedenlerle ayrılanlar, işveren tarafından kıdem tazminatı ödenirken gelir vergisi kesintisine uğrayanlar, çalışırken vefat edip hak ettiği tazminatları kesintili olarak varislerine ödeme yapılanlar. Sonuç olarak işyerlerinden ayrılırken yapılan her ödeme kıdem tazminatı değildir. Ödenen kıdem tazminatından da gelir vergisi kesilmez. Şayet kesildi ise o zaman yasada yapılan yeni değişikliğe başvurmak gerekir.
GELİR vergisi genel tebliği 15 Mart’ta, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi ve kıdem tazminatında vergi iadesi konusu da göre, 27 Mart 2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ya da ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler üzerinden kesilen gelir vergisi çalışanlara iade edilecek. İade imkanından yararlanmak için de dava açılmaması ve açılmış davalardan vazgeçilmesi gerekiyor. Vazgeçilen davalarla ilgili yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri ise ödenmeyecek. Ayrıca davadan vazgeçilmesi halinde yasal faiz de ödenmeyecek. Yasal düzenlemeden yararlanıp, vergi iadesi alındıktan sonra, iade tutarı az bulunup, yasal yola başvurulursa da iade tutarı ceza ve faiz uygulanarak geri alınacak. Vergi iadesini alabilmek için işyerinin gelir vergisi kesintisi yapmış olması ve kesilen bu vergileri de vergi dairesine ödemiş olması da SÜRESİ VARPeki, vergi iadesinde zaman aşımı süresi var mı? Var; vergi uygulamalarında 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulandığından; vergi iadesi için 1 Ocak 2014 tarihinden önceki dönemler zaman aşımına uğruyor ve bu tarihten öncesi için yapılan iade başvuruları kabul edilmeyecek. Bu kapsamda da 27 Mart 2018 tarihinden önce ve 1 Ocak 2014 tarihinden sonra karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ya da ikale sözleşmesi ile işten ayrılan ve tazminatlarından gelir vergisi kesilenler iade için başvuruda olarak şunu da belirteyim; 27 Mart 2018 tarihinden sonra kıdem tazminatı ve ikale sözleşmesine göre ödenecek tazminat toplamının çalışanın, çalıştığı süre dikkate alınarak hesaplanan en yüksek devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmı gelir vergisinden muaf tutuluyor. Aşan tutar üzerinden ise vergi kesintisi yapılıyor. Bu kapsamda 2018’in Mart ayından sonra çalışanlara ödenen ve istisna limitini aşan tazminat ödemeleri iade kapsamına BAŞVURACAKSINIZ?- VERGİ kesintisini iade alabilmek için önce iade talebi dilekçesini doldurmanız gerekiyor ki, dilekçeyi Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinden temin edebilirsiniz. Geçmişte çalıştığınız ve vergi kesintisini yapan işyerinden ikale sözleşmesi örneğini, ücret bordrosu gibi sözleşmeye istinaden yapılan ödemelere ilişkin kesinti tutarını gösterir belgeyi temin etmeniz gerekiyor. Tüm bu belgeler vergi dairesine elden veya posta yoluyla verilebileceği gibi interaktif vergi dairesi üzerinden elektronik ortamda da başvuru yapılabilecek. Başvurular geçmişte çalıştığınız ve vergi kesintisini yapan işyerinin mükellefi olduğu vergi dairesine KESİNTİLER İADE EDİLECEK - Karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ve ikale sözleşmesi gibi sözleşmeler kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları, bonus ödemesi, hizmet ödülü, ek ödeme gibi çeşitli adlar altında yapılan ve ek tazminat niteliğinde olan ödemelerden kesilen gelir vergisi iade İhbar tazminatı, normal ücret, mesai ücreti, resmi tatil ücreti, yıllık izin ücreti, yol ücreti, yemek ücreti, sigorta ödemeleri, sosyal yardımlar, geçmiş veya mevcut dönemdeki çalışmalar karşılığı yapılan hizmet primi ve ikramiye ödemelerinden kesilen vergi, iade kapsamına Karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ve ikale sözleşmesi 27 Mart 2018 tarihinden önce düzenlenmiş olsa bile tazminat ödemesi bu tarihten sonra yapılmışsa vergi iadesi imkanından yararlanılmayacak.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı E2020/17 – İkale Tazminatı ve İhbar Tazminatından Kesilen Gelir Stopaj Vergisinin İadesi İkale Tazminatı ve İhbar Tazminatından Kesilen Gelir Vergisinin İadesi 09 Eylül 2021 Tarihli Resmi Gazete Sayı 31593 DANIŞTAY KARARI Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulundan Esas No 2020/17 Karar No 2021/2 BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR I-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNDE BULUNAN Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu II-İSTEMİN ÖZETİ Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E;2019/1152, K2020/62 sayılı kararı ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 07/05/2018 tarih ve E2018/762, K2018/1320 sayılı; 29/03/2019 tarih ve E2019/869, K2019/849 sayılı; 30/05/2019 tarih ve E2019/350, K2019/1429 sayılı; İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin 30/04/2019 tarih ve E2019/1250, K2019/1344 sayılı; 26/04/2019 tarih ve E2019/58, K2019/1328 sayılı; İstanbul Bölge İdare 3. Vergi Dava Dairesinin 27/04/2018 tarih ve E2018/685, K2018/1394 sayılı; 08/01/2019 tarih ve E2018/2689 K2019/74 sayılı; 16/05/2019 tarih ve E2019/1370, K2019/1963 sayılı; 03/09/2019 tarih ve E2019/2129, K2019/2827 sayılı; 03/09/2019 tarih ve E2019/2042, K2019/2865 sayılı; 19/09/2019 tarih ve E2019/2496, K2019/3092 sayılı; İstanbul Bölge idare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin 21/12/2017 tarih ve E2017/473, K2017/5790 sayılı; 19/02/2019 tarih ve E2018/2965, K2019/269 sayılı; 12/03/2019 tarih ve E2018/3860, K;2019/673 sayılı; 19/03/2019 tarih ve E2019/353, K2019/782 sayılı; 14/05/2019 tarih ve E2019/943, K2019/1322 sayılı kararları arasındaki aykırılığın 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 4 numaralı fıkrasının c işaretli bendi uyarınca giderilmesi, istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanın bu yöndeki talebini uygun gören Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 10/07/2020 tarih ve E2020/63, K2020/63 sayılı kararıyla istenmiştir. III-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI A-Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E2019/1152 sayılı dosyasına konu yargılama süreci Dava konusu istemin özeti Davacı tarafından, davacı ile Erdemir Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında 12/02/2018 tarihinde yapılan ikale sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi üzerine adına ödenen ikale tazminatı ve ihbar tazminatından kesilen TL gelir stopaj vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ile tevkif suretiyle ödenen verginin faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır. Sivas Vergi Mahkemesinin 08/05/2019 tarih ve E2019/1, K2019/102 sayılı kararı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde; ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle işe başlatmama tazminatı dahil verilen tazminat ve yapılan yardımların, 7. bendinde ise; 1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanun’a göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz. gelir vergisinden müstesna olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un olay tarihi itibariyle uygulanacak olan 61. maddesinde; ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu belirtilmiş, 94. maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri avans olarak ödenenler dahil nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden davacının, Erdemir Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde çalışmakta iken iş akdinin 12/02/2018 tarihli “İkale Protokolü” uyarınca sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Davacıya ihbar tazminatı ve diğer ödemeler dışında ilave bir ödeme ikale ödemesi yapılması kararlaştırılmış, vergi sorumlusu olan işveren tarafından vergi kesintisi yapılarak ödeme yapılmıştır. Davacı tarafından, ikale ödemesi ek ödeme bedeli adı altında ödenen meblağ ile ihbar tazminatının gelir vergisinden müstesna tutulduğundan bahisle gelir vergisinin iadesi istemiyle Divriği Mal Müdürlüğüne başvuru yapılmış ancak bu başvuru, vergi sorumlusu tarafından düzeltme talebinde bulunulması gerektiğinden hareketle reddedilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığına şikayet başvurusunda bulunan davacının, bu başvurusu da reddedilerek dava konusu işlem tesis edilmiştir. Söz konusu işlemin iptali ve ödenen verginin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır. Yukarıda anılan yasa maddesinde ücret veya farklı ad altında ödenip ücret niteliği taşıyan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi olduğu belirtilmiş olup davacıya yapılan söz konusu ödemelerin ücret niteliğinde olup olmadığı uyuşmazlığın esasını oluşturmaktadır. 193 sayılı Kanun’un 61. maddesinde, ücret ve ücret sayılan ödemelerin ortak özelliği, bu ödemelerin çalışanın işverene bağlılığı ve hizmet karşılığı sağlanan ve para ile temsil edilen yahut temsil edilebilen ödemeler olmasıdır. Yine yasal düzenlemelere göre ancak ücret veya ücret niteliği taşıyan ödemelerden tevkifat yapılacaktır. Olayda, davacı tarafından gerek düzeltme ve şikayet başvurusunda gerekse dava dilekçesinde, ikale anlaşmasında ödenmesi kararlaştırılan ihbar tazminatı ve ikale bedeli iş güvencesi adı altında ödenen toplam TL üzerinden yapılan toplam TL gelir stopaj vergisi kesintisinin iadesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu işlemin, ihbar tazminatı yönünden hukuki değerlendirilmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin işçinin hizmet süresine göre belirlenen önellere uyulmak suretiyle taraflarca feshedilebileceği, bildirim şartına uymayan tarafın bu önellere ait ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu, işverenin, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet akdini feshedebileceği belirtilmiştir. Anılan Kanun maddesinden, iş sözleşmesini sona erdiren işverene, fesih bildirimi ve bildirimsiz fesih olmak üzere iki seçenek tanındığı, fesih bildiriminde bulunulmak suretiyle iş sözleşmesinin feshedilmesinde işverenin daha önceden işçisine bunu bildirmek ve belli bir önel tanımak, bu önele ilişkin dönemde de ücret ödemesinde bulunmak zorunda olduğu, bildirimsiz fesih halinde ise; önele ilişkin ücretin peşin ödenmesi ihbar tazminatı suretiyle iş akdinin sona erdirilebileceği anlaşılmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin ikinci fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat, zam, avans veya başka adlar altında ödenmiş olmasının ücretin mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 25. maddesinde gelir vergisinden müstesna olan tazminat ve yardımlar açıkça sayılmış olup sayılanlar dışındaki tazminat ve yardımların yorum yoluyla genişletilerek istisna kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği açıktır. Dolayısıyla, ihbar tazminatı adı altında yapılan brüt TL tutarındaki ödemenin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinde öngörülen işten çıkmaya da işsizlik sebebiyle verilen tazminat olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, ihbarsız işten çıkarılma sebebiyle önellere ilişkin olarak mahrum kaldığı ücretin karşılığında davacıya ödenen ihbar tazminatı üzerinden kesilen gelir stopaj vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu işlemin, ikale ödemesi yönünden hukuki değerlendirilmesi İkale ödemesi üzerinden hesaplanarak kesilen gelir stopaj vergisinde hukuka uygunluk bulunmamıştır. Bu nedenle, değinilen ödemeye ilişkin verginin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerekmektedir. Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle, dava konusu işlemin, ihbar tazminatına ilişkin kısmı yönünden davayı reddetmiş; ikale ödemesine ilişkin kısmı yönünden işlemi iptal ederek, değinilen Ödemeye ilişkin verginin faiziyle birlikte iadesine karar vermiştir. Davacının istinaf istemini inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E2019/1152, K2020/62 sayılı karan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin birinci fıkrasında ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ikinci fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı mali sorumluluk tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartıyla kazancın belli biryüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 94. maddesinin birinci fıkrasında da, kamu idare ve müesseseleri, İktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların İktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, bentlerde sayılan ödemeleri avans olarak ödenenler dahil nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtildikten sonra, fıkranın 1 numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden istisnadan faydalananlar hariç, Kanun’un 103 ve 104. maddelerine göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde, iş sözleşmelerinin; işi altı aydan az sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, işi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, işi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, işi üç yıldan fazla sürmüş İşçi için İse bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılacağı, bu sürelerin asgari olup sözleşmeler ile artırılabileceği, bildirim şartına uymayan tarafın, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu, işverenin bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebileceği kurallarına yer verilmiştir. Anılan 17. madde hükümlerine göre, süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin maddede belirtilen esaslara uyulmadan sona erdirilmesi halinde işi terk eden işçi ya da işçinin işine son veren işveren, aynı maddede belirtilen bildirim sürelerine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek durumunda kalacaktır. Bu şekilde ödenecek tazminat “ihbar tazminatı” olarak adlandırılmaktadır. Sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen ihbar tazminatı, işçi-işveren açısından karşılıklı olup, bildirim sürelerine uymayan taraf için getirilmiş bir uygulamadır. Dolayısıyla, ödenen ihbar tazminatının herhangi bir hizmetin karşılığına dayanmadığı ve sözleşme sürelerine riayet amacı taşıyan bir cezai şart mahiyetinde bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca, 193 sayılı Kanun’un 61. maddesinde, bir ödemenin ücret niteliğinde olduğunun kabul edilebilmesi için aranan en temel koşullardan biri olan “hizmet karşılığı verilme” koşulunun ihbar tazminatında bulunmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, ücret niteliği bulunmayan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin herhangi bir hükmünde tevkifata tabi tutulacağı yönünde düzenlemeye yer verilmeyen ihbar tazminatından bu maddeye göre gelir vergisi tevkif edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu nedenle, davaya konu işlemin, ihbar tazminatından tevkif suretiyle kesilen vergiye ilişkin kısmı yönünden iptali ile tahsil edilen gelir vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesi istemi yönünden davanın kısmen reddedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir. Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin, ihbar tazminatı üzerinden tevkif suretiyle kesilen vergiye ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra değinilen kısım yönünden işlemin iptali ile tahsil edilen verginin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar vermiştir. B-İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E2018/762 sayılı dosyasına konu yargılama süreci Dava konusu istemin özeti İş akdi 02/01/2012 tarihli ikale sözleşmesiyle sona eren davacı tarafından, adına ödenen kıdem tazminatı, işsizlik/işe başlatmama tazminatı yan/ek ödeme, ihbar tazminatı, kullanılmayan yıllık izin ücretine ilişkin tutardan kesilen gelir stopaj vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ile ödenen verginin iadesi istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 18/10/2017 tarih ve E2017/396, K2017/1704 sayılı kararı Dava konusu işlemin, kıdem tazminatı yönünden hukuki değerlendirilmesi Davacıya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen “kıdem tazminatı” gelir vergisinden istisna olduğundan, değinilen tazminattan vergi kesintisi yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Dava konusu işlemin, ihbar tazminatı ve yan Ödemeler yönünden hukuki değerlendirilmesi İş akdinin feshedilmesi nedeniyle işsiz kalan davacıya, karşılıklı anlaşmaya bağlı olarak yasal zorunluluk olmadan işsizlik sebebiyle yardım amaçlı yapılan ödeme, hizmet karşılığında yapılmadığından ücret olarak nitelendirilemeyecektir. Yapılan ödemenin, iş akdinin feshi neticesinde ödenen kıdem tazminatı niteliğinde bir tazminat olduğu, dolayısıyla ücret niteliği taşımayan ödemenin hangi ad altında yapıldığının da vergisel açıdan bir önemi bulunmadığından, gelir vergisine tabi olmayan söz konusu ihbar tazminatı ve ek ödeme üzerinden yapılan gelir stopaj vergisi kesintisinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu durumda, davacıya yapılan söz konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminat ile ek ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması açık bir vergilendirme hatası olup, düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair işlemin anılan ödemeler üzerinden kesilen vergilere ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir. Dava konusu işlemin, kullanılmayan yıllık İzin ücreti yönünden hukuki değerlendirilmesi Davacıya “kullanılmayan 64,5 günlük yıllık izin ücreti” adı altında ödenen meblağın ise, çalışanın çalışmasının karşılığı olarak ödenen tutarlar olduğu, bir hizmet ve çalışmanın karşılığı ödendiği için ücret olarak nitelendirilmesi gerektiğinden, bu tutar üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle, dava konusu işlemin, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yan/ek ödemeye ilişkin kısımlarını iptal ederek belirtilen ödemelere ilişkin verginin iadesine hükmetmiş; kullanılmayan yıllık izin ücretine ilişkin kısmı yönünden ise davayı reddetmiştir. Davalının istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 07/05/2018 tarih ve E2018/762, K2018/1320 sayılı kararı Kararın, dava konusu işlemin, kıdem tazminatı ile ek tazminata ilişkin kısmının iptali yolunda verilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektiren sebeplerin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Dava konusu işlemin, ihbar tazminatı yönünden hukuki değerlendirilmesi İhbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme niteliğinde olup, anılan Yasa’nın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekliyle, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışılması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Kanun’un 61. madde hükmü karşısında ücret niteliğindedir. Davacıya ihbar tazminatı adı altında yapılan ödeme ücret olarak nitelendirildiğinden, tevkif edilen gelir vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup bu haliyle Mahkemece, ihbar tazminatına isabet eden vergi kesintisinin iadesi yolunda hüküm kurulmasında yasal isabet görülmemiştir. Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle Vergi Mahkemesinin, dava konusu işlemin, ihbar tazminatına ilişkin kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasını kaldırarak değinilen kısım yönünden davayı reddetmiş; diğer hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvurusunu ise reddetmiştir. C- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E2019/869 sayılı; İstanbul Bölge İdare 3. Vergi Dava Dairesinin E2018/685; E2018/2689; E;2019/1370, E2019/2042 sayılı; İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin E2017/473; E2018/2965; E;2018/3860; E2019/353; E2019/943 sayılı dosyalarına konu yargılama süreci Değinilen dosyalarda Vergi Dava Daireleri, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 07/05/2018 tarih ve E2018/762, K2018/1320 sayılı kararında yer verilen hukuksal nedenler ve gerekçeyle aynı doğrultuda İstinaf başvurusunu sonuçlandırmıştır. D- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin E2019/1250 sayılı dosyasına konu yargılama süreci Vergi mahkemesinin, benzer mahiyette olan maddi olaya ilişkin dava konusu işlemin, ihbar tazminatına ilişkin kısmının iptali yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunu inceleyen Vergi Dava Dairesi; ihbar öneline uyulması durumunda, İşçinin, Kanun’da öngörülen sürelerde fiilen çalıştırılmaya devam edileceği dikkate alındığında, bu sürede, işçiye, hizmeti karşılığı yapılan ödemenin ücret kabul edilmesi gerekeceği, bunun yanı sıra, bildirimsiz fesih durumunda, işçinin işine, Kanun’da belirlenen önellerden önce fiilen son verildiği, bunun karşılığında, yani, işçinin, Kanun’da belirlenen asgari süreler boyunca çalıştırılmaya devam edilmesi zorunluluğuna aykırı davranılmasının yaptırımı olarak ödenen ihbar tazminatının da, geniş kapsamlı ücret tanımına girdiği gibi önel uzunluğunun ve buna bağlı olarak da ihbar tazminatı tutarının işçinin hizmet süreleri dikkate alınarak belirlendiği göz önünde tutulduğunda, ihbar tazminatının, hizmetin karşılığı ödenen bir ücret olmadığını söylemenin mümkün bulunmadığı, ayrıca, ihbar tazminatının, Kanun’un 25. maddesinde, vergiden İstisna ödemeler arasında sayılan tazminat ve yardımlar arasında mütalaa edilmesine de imkan bulunmadığı, davacıya ödenen ihbar tazminatı nedeniyle kesilen gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının, dava konusu işlemin, ihbar tazminatı adı altında ödenen tutar üzerinden tevkif edilen vergiye ilişkin kısmına yönelik hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verdikten sonra bu kısım yönünden davayı reddetmiştir. E- Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun Kararında Atıf Yapılan Bazı Kararların Durumu Aykırılığın giderilmesi istenen kararlar arasında bulunan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin 26/04/2019 tarih ve E2019/58, K2019/1328 sayılı Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu kararında anılan kararın karar numarası 2019/902 olarak yazılmış ise de UYAP kayıtlarından karar numarasının 2019/1328 olduğu görülmektedir. karara konu uyuşmazlık, ikale sözleşmesi uyarınca ödenen iş güvencesi tazminatı üzerinden kesilen gelir stopaj vergisinin iadesine ilişkindir. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 03/09/2019 tarih ve E2019/2129, K2019/2827 sayılı kararı ile 19/09/2019 tarih ve E2019/2496, K2019/3092 sayılı kararına konu uyuşmazlıklar ise ihbar tazminatı üzerinden kesilen gelir stopaj vergisinin iadesine ilişkin olmakla birlikte, iş sözleşmelerinin ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ile sona erdirilmediği anlaşılmaktadır. Sözü edilen kararlara konu maddi olaylarla Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E2019/1152, K2020/62 sayılı karara konu maddi olayın benzer nitelikte olmaması karşısında, anılan bu kararlar aykırılığın giderilmesi istemi hakkında karar verilirken dikkate alınmamıştır. Öte yandan, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 30/05/2019 tarih ve E2019/350, K2019/1429 sayılı kararına konu uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin ihbar tazminatına ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrası hakkında istinaf isteminde bulunulmayarak, anılan hüküm fıkrasının kesinleştiği görülmüştür. Bu durumda, ilk derece mahkemesi kararının ihbar tazminatına İlişkin hüküm fıkrası yönünden istinaf incelemesinin yapılmamış olması nedeniyle anılan bu karar da aykırılığın giderilmesi istemi hakkında karar verilirken göz önüne alınmamıştır. IV-ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNUN GÖRÜŞÜ İş akdi işverenle karşılıklı sözleşmeye varılarak sonlandırılan işçiye yapılan İhbar tazminatı ödemesinin niteliğinin belirlenmesi gelir stopaj vergisi açısından önem taşımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. madde hükmüne göre, süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin maddede belirtilen esaslara uyulmadan sona erdirilmesi halinde işi terk eden işçi ya da işçinin işine son veren işveren, aynı maddede belirtilen bildirim sürelerine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek durumunda kalacaktır. Bu şekilde ödenecek tazminat “ihbar tazminatı” olarak adlandırılmaktadır. Sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen ihbar tazminatı, işçi-işveren açısından karşılıklıdır. Bildirim sürelerine uymayan taraf için getirilmiş bir uygulamadır. Dolayısıyla, ödenen ihbar tazminatı herhangi bir hizmetin karşılığına dayanmamakta ve sözleşme sürelerine riayet amacı taşıyan bir cezai şart mahiyetinde bulunmaktadır. 193 sayılı Kanun’un 61. maddesinde, bir ödemenin ücret niteliğinde olduğunun kabul edilebilmesi için aranan en temel koşullardan biri olan “hizmet karşılığı verilme” koşulunun ihbar tazminatında bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Ücret niteliği bulunmayan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde tevkifata tabi tutulacağı yönünde düzenlemeye yer verilmeyen ihbar tazminatından bu maddeye göre gelir vergisi tevkif edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Başkanlar Kurulu bu gerekçeyle aykırılığın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E2019/1152, K2020/62 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği görüşü ile dosyanın Danıştaya gönderilmesine oybirliğiyle karar vermiştir. V-İNCELEMEVE GEREKÇE MADDİ OLAY Bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle ilgili kararlara konu olaylarda, iş akdinin, işçi ile işveren arasında 27/03/2018 tarihinden önce yapılan ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi çerçevesinde sona erdirilmesi üzerine ödenen ihbar tazminatının, ücret geliri niteliğinde olduğundan hareketle kesinti suretiyle vergilendirilmesinin ardından anılan tazminatın ücret geliri olmadığından bahisle düzeltme ve şikayet başvurusu yapılmış; bu başvurunun reddine dair tesis edilen işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT 1- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda” başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı He birinci fıkrasının 1 numaralı bendinin, 7162 sayılı Kanun ile değişmeden önceki hali ” Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar Gelir Vergisinden müstesnadır 1. Ölüm, engellilik, hastalık ve işsizlik sebepleriyle işe başlatmama tazminatı dahil verilen tazminat ve yapılan yardımlar,” 2- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda” başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinin, 30/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7162 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değişik hali “1. Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre ödenen işe başlatmama tazminatı;1’ 3- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının 7 numaralı bendinin, 7103 sayılı Kanun ile değişmeden önceki hali “7. 1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.” 4- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının 7 numaralı bendinin, 27/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişik hali “7. a 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.; b Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin a ait bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” 5- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilgili kısmı “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı Mali sorumluluk tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli biryüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır. 2-Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler,” 6- 27/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle eklenen, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin üçüncü fıkrasının 7 numaralı bendi “7-Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar. ” 7- 193 sayılı Kanun’a, 30/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7162 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen geçici 89. madde “27/3/2018 talihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi İçerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edilir. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere vazgeçilen davalarla ilgili olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmez. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan iade talepleriyle ilgili olarak bu madde hükmü uygulanmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usu! ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.” 8- 4857 sayılı Iş Kanunu’nun “Süreli fesih” başlıklı 17. maddesi “Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri; a İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, b İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, c İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, d İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, Feshedilmiş sayılır. Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. işverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir. Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.” HUKUKİ DEĞERLENDİRME Bölge idare mahkemesi vergi dava dairelerince kesin olarak verilen kararlar arasındaki aykırılık, 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi kapsamında ödenen ihbar tazminatının ücret geliri niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Gelir Vergisi Kanunu’na göre bir ödemenin ücret sayılabilmesi için, bir işyerinde bir işverene bağlı olarak çalışılması ve bunun karşılığında bir menfaat elde edilmesi gerekmektedir. Hizmetin karşılığının, nakit, ayın veya para ile temsil edilebilen menfaatler şeklinde ödenmesi mümkün olup işveren tarafından ücretin farklı isimler altında farklı usullerle ödenmesi, ödemenin ücret olma niteliğini değiştirmemektedir. Vergilendirme alanında muafiyet ve istisna hükümlerinin yorum yoluyla genişletilmesi veya daraltılması anayasal güvence ifade eden verginin yasallığı ilkesine aykırı düşeceğinden, öngörüldüğü kuralda veya Gelir Vergisi Kanunu’nda vergiden müstesna tutulmayan, gelirin unsurlarına dahil olan her türlü kazanç ve iradın vergilendirilmesi zorunludur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kural gereği, mükellefiyet ve sorumluluğa ilişkin özel sözleşmeler vergi idaresini bağlamamakta; kanunun vergiyi doğuran olay olarak nitelendirdiği hukuki durumun, kanunda öngörülen istisnalar ve özel düzenlemeler dışında bir özel hukuk işlemi veya tasarrufuyla değiştirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, vergi kanunlarının ne suretle yorumlanacağı ve uygulanacağı hususunu kurala bağlayan 213 sayılı Kanun’un 3. maddesinde, vergi kanunlarının lafzı ve ruhuyla hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Söz konusu kanunların yorumlanmasında sadece kanun metni değil, yorumlanacak olan kanunun ruhunun da dikkate alınması gerekmektedir. Diğer taraftan, lafzın açık olmadığı hallerde diğer yorumlama yöntemleriyle vergi kanunlarının uygulanması sağlanmaktadır. Vergiye tabi olmayan bir gelir unsuru için istisna hükmü öngörülmesi söz konusu olamayacağından Gelir Vergisi Kanununda vergiden istisna edilen “tazminat ve yardımların”, Kanun’un 61. maddesi kapsamında ücret niteliğinde olduğu açıktır. 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesinde, belirsiz süreli İş sözleşmelerinin feshinden önce, gerek çalışanın gerek işverenin İhbar önellerine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedileceği kurala bağlanmıştır. Bu kapsamda, işverenin bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesinin feshine yönelik takdir yetkisi de vardır. Diğer taraftan, sözleşme serbestisi çerçevesinde, karşılıklı anlaşmak suretiyle iş sözleşmesi feshedilebilecektir. Uygulamada, ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonladırma sözleşmesiyle veya sair adlar verilmek suretiyle iş akdi taraflarca, asli ve feri unsurlarda anlaşmak suretiyle sonlandırılabilmekte, bu sözleşmeler çerçevesinde, 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesi uyarınca hesaplanacak ihbar tazminatının ödenmesi kararlaştırılabilmektedir. Bu durumda, tarafların iradesi çerçevesinde, gelecekte yapılacak hizmet karşılığında ödenecek menfaat öneller üzerinden hesaplanmak suretiyle peşin ödenerek iş akdi sonlandırılmaktadır. Bunun yanı sıra, gelecekte yapılacak hizmetin ifa edilip edilmemesi, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde yine taraf iradelerine bağlı olan bir durumdur. Diğer taraftan, iş akdinin bildirim şartına uyulmak suretiyle işveren tarafından feshedileceğinin bildirilmesi durumunda, çalışan, bildirim süresi içerisinde çalışacak ve sürenin bitmesi ile iş akdi sona erecektir. Bu hizmet karşılığında elde edilen gelirin ücret niteliğinde olduğu açıktır. Bu kapsamda, ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesinde, ihbar önellerine uyulmaması nedeniyle ödenmesi kararlaştırılan ihbar tazminatının ücret olarak kabul edilmeyip iş akdinin, bildirim şartına uyulmak suretiyle ihbar önellerinde öngörülen süreler kadar hizmet ifasına devam edilerek sona erdirilmesi halinde elde edilen gelirin ücret niteliğinde kabul edilmesi, iki durum arasında vergilendirme açısından farklılık ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Sonuç olarak, yukarıda yer verilen değerlendirmeler ve ilkeler çerçevesinde, 7103 sayılı Kanun’un ilgili maddesinin yürürlüğe girdiği tarih olan 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi kapsamında ödenen ihbar tazminatının, 193 sayılı Kanun’un 61. maddesine göre ücret niteliğinde bir gelir olduğu ve istisna kapsamında bulunmayan bu gelirin vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. VI-SONUÇ Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle, aykırılığın, 27/03/2018 tarihinden önce imzalanan ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi kapsamında ödenen ihbar tazminatının ücret geliri niteliğinde olduğu ve vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde giderilmesine, 27/01/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı E2020/17 – İkale Tazminatı ve İhbar Tazminatından Kesilen Gelir Stopaj Vergisinin İadesi İkale Tazminatı ve İhbar Tazminatından Kesilen Gelir Vergisinin İadesi
Meclis’teki torba kanun işçiye yeni haklar getirecek. İkale imzalayarak işten ayrılmış ve kıdem tazminatından gelir vergisi kesilen kişiler artık davayla uğraşmayacak, vergi dairelerine başvurarak vergi iadelerini alabilecek. Meclis gündemindeki iki torba kanun çalışanlar için iki önemli düzenleme içeriyor. Bunlar hayata geçtiğinde işsizlik sigortasından yararlanma kriterleri esnetilmiş olacak. Bunun yanında işten ayrılırken aldığı tazminattan fazla gelir vergisi kesilenlere de mahkemeye gitmeden vergi iadesi alınması mümkün hale gelecek. Bu yıl için örnek vermek gerekirse işçinin 5 yıllık çalışması varsa ve ikale imzalanarak iş sözleşmesi sonlandırılmışsa işçiye ödenecek bedelin TL’ye kadarki kısmı gelir vergisinden istisna tutulacak, bu tutarı aşan kısım için gelir vergisi kesilecek. İKALE İMZALANMASI ŞART İşten işverenle anlaşarak ayrılanlar, ikale adı verilen bir sözleşme imzalar. Bu sözleşmenin anlamı, işçi ve işverenin karşılıklı anlaşarak iş sözleşmesini sonlandırmasıdır. İkale sözleşmesinde belirlenen şartlar çerçevesinde işverenle işçi, iş sözleşmesinin sonlanması sonrası ödenecek tutarlar üzerinde anlaşır ve ödemeler belirlenir. SADECE DAMGA VERGİSİ İşçilere ödenen kıdem tazminatı kural olarak gelir vergisinden muaftır. Kıdem tazminatından yalnızca damga vergisi kesilir. Gelir vergisi kesilmediği için işçinin eline geçen kıdem tazminatı tutarında en az yüzde 15 kazancı olur. İşçi kıdem tazminatının ödendiği dönemde yüzde 15’ten yüksek bir vergi diliminde ise gelir vergisi kesilmemesi nedeniyle sağlanan kazanç daha da artar. Ancak bu durum yalnızca kıdem tazminatları için geçerlidir. İşçiye ödenen tutarın hukuken kıdem tazminatı olmaması halinde gelir vergisi istisnası uygulanmaz. 70 bin lira alana 3751 liralık iade 27 Mart 2018’den önce ikale imzalayarak işten ayrılan ve anlaşılan tutarın tamamından gelir vergisi kesintisi yapılan işçiler, ödemenin yapıldığı tarihte bulundukları vergi dilimine göre iade alacak. Bir örnekle açıklamak gerekirse; 1 Ocak 2018’de ikale imzalayan ve toplamda 70 bin TL ödeme yapılması kararlaştırılan, 5 yıldır aynı işyerinde çalışan işçiye bu tarihte yüzde 15’lik vergi diliminde bulunması nedeniyle TL vergi kesintisi yapılarak TL ödeme yapılmıştır. Bu tarihte kıdem tazminatı tavanı TL olduğu için işçiye ödenen TL’lik tutardan vergi kesintisi yapılmaması gerektiği halde vergi kesintisi yapıldığı için bu işçiye TL vergi iadesi yapılması gerekecek. İşçi 1 Ocak 2024’ten önce vergi dairelerine başvurarak TL’lik vergi iadesini alabilecek. İşçinin kıdemi, ikale sözleşmesindeki miktar arttıkça ve vergi dilimi de yüksekse vergi iadesi de yükselecektir. 5 yıllık süreyi kaçıran kaybeder 27 Mart 2018’den önce ikale imzalayarak işten ayrılan ve kendisine ödenen tutarın tamamından gelir vergisi kesilen işçilerin vergi iadelerini alabilmek için ikale imzaladıkları takip eden yılbaşından itibaren 5 yıllık süreyi kaçırmamaları gerekiyor. Meclis gündemindeki torba kanunun bu şekilde yasalaşması sonrası işçiler mahkeme yoluna gitmeden, yalnızca vergi dairelerine başvurarak vergi iadelerini alabilecek. Bu arada daha önce yapılan düzenleme kamuda çalışan 4/b ve 4/c’lileri de ilgilendiriyordu. Meclis gündemindeki torba kanunla özel sektörde işçi olarak çalışan kişiler de vergi iadesi alabilecek. İşsizlik maaşı almak daha kolay olacak 27 diğer taraftan işsizlik sigortasından maaş alabilmek için çalışanların son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemesi gerekiyor. 600 günlük primin son 120 gününün kesintisiz olması da şart. Bu zorunluluk pek çok kişinin işsizlik parası almasını engelleyen bir şarttı. Görüşülen torba kanun yasalaştığında bu şart kalkacak. Bu sayede 600 gün primi olan fakat son 4 ay içerisinde devamsızlığı olduğu için prim ödemesinde kesinti olan kişiler de işsizlik parası alabilecek. Bu düzenlemeden en çok devamsızlık yaptığı ve yıllık izni olmadığı için sorun yaşayanlar faydalanacak. OKAN GÜRAY BÜLBÜL
Asgari ücret zammı'nın belli olmasının ardından milyonlarca asgari ücretli çalışanlar merak içerisinde zamlı asgari ücret ne zaman ödenecek? sorusunun cevabını araştırıyor. Peki 2022 yılı asgari ücret ne kadar oldu? zamlı asgari ücret ne zaman ödenecek? İşte konuyla alakalı tüm bilgiler. Asgari ücret zammı'nın belli olmasının ardından milyonlarca asgari ücretli çalışanlar merak içerisinde zamlı asgari ücret ne zaman ödenecek? sorusunun cevabını araştırıyor. Peki 2022 yılı asgari ücret ne kadar oldu? zamlı asgari ücret ne zaman ödenecek? İşte konuyla alakalı tüm bilgiler. ZAMLI ASGARİ ÜCRET NE ZAMAN YATACAK? Asgari ücret zammı aralık ayında belli oldu. Dolayısıyla asgari ücret ocak ayından itibaren geçerli olmaya başladı. Ocak ayının maaşı şubat ayı itibariyle yatacağı için ilk ödemeler şubat ayı itibariyle ödenmeye başlanacak. ASGARİ ÜCRET BELLİ OLDU! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılı asgari ücret zammını kamuoyu ile paylaştı. Asgari ücret 2022 yılı için türk lirası olarak açıklandı. AGİ KALKTI MI? 10 SORUDA CEVABI 1-Asgari geçim indirimi AGİ ne demektir? Asgari geçim indirimi, ücret gelirlerinin asgari ücrete kadar olan kısmından kesilen vergilerin kısmen veya tamamen iade edilmesidir. 2-Agi olmasaydı 2021’de asgari ücretten ne kadar vergi kesilecekti? Bu soruyu, “agi olmasaydı, tüm çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançlarından ne kadar vergi kesilecekti” şeklinde de sorabiliriz. Agi olmasaydı 2021 yılındaki tl’lik brüt asgari ücretten tl gelir vergisi kesilecekti. Asgari ücretlinin eline geçen net ücret de tl yerine tl olacaktı. agi olmasaydı 2021'de gerçek net ücret ne olacaktı?TLBrüt asgari ücret3577,50Sigorta primi işçi payı % 14500,85İşsizlik sig. primi işçi payı % 135,78Gelir vergisi % 15456,13Damga vergisi 0,75927,15Kesintiler toplamı1019,91Net asgari sigorta primi554,51İşveren işsizlik sig. Primi71,55İşverene toplam maliyet4203,56 3-Agi yoluyla 2021’de ne kadarlık vergi iadesi oldu? Asgari geçim indirimi yoluyla bekâr işçilere tl, evli, eşi çalışmayan 3 çocuklu işçilere tl vergi iadesi yapıldı. Başka bir ifadeyle evli, eşi çalışmayan 3 çocuklu işçilerden alınan verginin tamamı iade edilerek vergiden muaf tutuldu. Bekâr çalışanlar ise ödedikleri verginin yüzde 58’ini iade almış oldular. 4-Net asgari ücretin içinde AGİ var mıydı? 2021 yılı için tl olarak uygulanan net asgari ücretin içinde bekâr işçi için uygulanan agi de yer alıyor. Agi hariç tutulduğunda gerçek net asgari ücret tl tutarındadır. Başka bir ifadeyle agi uygulaması olmasaydı net asgari ücret tl olacaktı. 5-Agi, asgari ücretin üzerinde gelir ile çalışanlar için de kalktı mı? Evet. Asgari ücretin üzerinde gelir alanlar için de artık agi uygulanmayacak. Asgari ücrette ve asgari ücrete kadar olan kazançlarda ne değişti?Eski Asgari ÜcretYeni Asgari ÜcretBrüt asgari ücret3577,505004,00Sigorta primi % 14500,85700,56İşsizlik sig. Primi % 135,7850,04Prim toplamı536,63750,60Gelir vergisi agi sonrası ödenen187,820,00Asgari geçim indirimi268,310,00Damga vergisi 0,75927,150,00Net Asgari ücret2825,904253,40İşveren sigorta primi554,51775,62İşveren işsizlik sig. Primi71,55100,08İşverene toplam maliyet4203,565879,70 6-Bekâr çalışanlar ile evli çalışanlar arasında ücret vergisinde bir fark olacak mı? Eski sistemde, evli, eşi çalışmayan ve 3 çocuklu çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançlarından kesilen verginin tamamı iade edildiği için pozitif ayrımcılık uygulanıyordu. Yeni sistemde tüm çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançları vergi dışı bırakıldığı için eşi çalışmayan ve üç çocuklu işçi ve memurlara uygulanan pozitif ayrımcılık sona erdi. - Çocuklu çalışanlar için hiçbir avantaj olmayacak mı? Herkes için vergi kaldırıldığından, çocuklu çalışanlara vergi iadesi yoluyla bir avantaj sağlama imkânı ortadan kalktı. Eşi çalışmayan ve çocuklu çalışanlara pozitif ayrımcılık sağlanabilmesi için hazineden “aile yardımı” ve “çocuk yardımı” şeklinde doğrudan ödeme yapılabilir. Ancak, şu anda böyle bir çalışma bulunmuyor. 7- Agi kalkınca çalışanların eline geçen net ücret azalacak mı? Hayır. Vergi alınmaya devam edildiği halde agi kalksaydı, o zaman çalışanların eline geçen net ücret azalacaktı. Eski sistem aynen devam etseydi 2022'de asgari ücretlinin eline geçen net ücret ne olacaktı? Bekâr işçiTLBrüt asgari ücret5004Sigorta primi işçi payı % 14701İşsizlik sig. Primi işçi payı % 150Gelir vergisi263Asgari geçim indirimi375Damga vergisi 0,75938Kesintiler toplamı1051Net asgari ücret3953İşçinin kaybı301İşveren sigorta primi776İşveren işsizlik sig. Primi100İşverene toplam maliyet5880 8- Agi uygulamasına son verilirken gelir vergisi istisnası getirilmesi çalışanların ücretlerinde artış sağlayacak mı? Sistem aynı kalsaydı 2022 yılı asgari ücretinden 638 tl gelir vergisi, 38 tl damga vergisi olmak üzere 676 tl kesilecekti. Agi yoluyla bekâr işçiye 375 tl, eşi çalışmayan 3 çocuklu işçiye 638 tl iade edilecekti. Asgari ücretten gelir vergisi ve damga vergisi kaldırıldığı için devlet her çalışan için aylık 676 tl’lik vergiden vazgeçmiş oldu. Böylece çalışanlar gelecek yıl aylık bazda 38 tl ile 301 tl arasında değişen avantaj elde edecekler. Devlet 2021 yılı asgari ücretinde ise sadece üç çocuklu çalışanlar için 456 liralık vergiden vazgeçti. Bekâr asgari ücretlide vazgeçilen vergi tutarı ise 268 tl'de kaldı. Agi devam etseydi 2022'de ne kadar olacaktı?20212022Bekar268,31375,30Evli, eşi çalışmayan321,98450,36Evli,eşi çalışmayan, 1 çocuklu362,22506,66Evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu402,47562,95Evli, eşi çalışmayan, 3 çocuklu456,13638,01Evli, eşi çalışan268,31375,30Evli, eşi çalışan, 1 çocuklu308,56431,60Evli, eşi çalışan, 2 çocuklu348,81487,89Evli, eşi çalışan, 3 çocuklu402,47562,95Evli, eşi çalışan, 4 çocuklu429,30600,48Evli, eşi çalışan, 5 çocuklu456,13638,01 9- Asgari ücrete kadar olan kazançlara sağlanan vergi istisnası tüm çalışanlara nasıl yansıyacak? Mevcut sistemde, asgari ücrete kadar olan kazançlarda vergi istisnası sadece evli, eşi çalışmayan 3 çocuklu çalışanlara uygulanıyor. Ayrıca, vergi istisnası sadece gelir vergisi ile sınırlı bulunuyor. Yeni sistemde asgari ücrete kadar olan kazançlara gelir vergisi istisnasının yanı sıra damga vergisi istisnası da uygulanacak. Damga vergisi binde olarak uygulanıyor. Damga vergisi istisnası, tüm çalışanların aylık ücretlerine 38 tl avantaj olarak yansıyacak. 2022 yılında istisna edilen gelir vergisi ve damga vergisinden kaynaklı olarak bekâr çalışanların tl, evli, eşi çalışmayanların tl, eşi çalışmayan 1 çocukluların tl, eşi çalışmayan 2 çocukluların tl, 3 çocukluların da 38 tl aylık avantajı olacak. Vergi istisnası kime ne kadar avantaj sağlayacak?Bekâr301Evli, eşi çalışmayan226Evli,eşi çalışmayan, 1 çocuklu169Evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu113Evli, eşi çalışmayan, 3 çocuklu38Evli, eşi çalışan301Evli, eşi çalışan, 1 çocuklu244Evli, eşi çalışan, 2 çocuklu188Evli, eşi çalışan, 3 çocuklu113Evli, eşi çalışan, 4 çocuklu76Evli, eşi çalışan, 5 çocuklu38 10-Agi’nin kalkması net ücretle çalışanları nasıl etkileyecek? Net ücretle çalışanların eline geçen para sabit kalırken, brüt ücretleri gelir vergisi dilimine göre değişiyor. Agi tutarı ise bordroda ayrıca gösteriliyordu. Bu yıl 4250 lira ve üzerinde net ücretle çalışan bir işçi gelecek yıl hiç ücret zammı almasa bile, aylık kazancının 5004 tl’ye kadar kısmının vergi dışı bırakılması nedeniyle medeni durumuna göre değişen tutarlarda artış yapılması gerekir. Artış tutarı bekâr veya eşi çalışan çocuksuz işçilerde 301 tl, eşi çalışmayan 3 çocuklu çalışanlarda 38 tl olmak zorunda. Gelir vergisi istisnasının bu şekilde net ücretle çalışanlara yansıtılmaması, rızası olmadan işçinin ücretinin düşürülmesi anlamına gelir. Bu da işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturur. Ancak, işveren net ücrete 300 lira üzeri zam yaparsa, vergi istisnasından sağlanan avantaj bu zammın içinde eriyebilecek.
tazminattan kesilen gelir vergisi iadesi