DeliKadın Ayşen Gruda Tiyatro; ilber Ortaylı Konferans; Mzlum Çimen Antakya Konseri; Yaşadım Diyebilmen için; Cem Adrian antakya konseri 2016; Köstebekgiller Sürpriz Karışım Çocuk Tiyatrosu; Misrur Hassun Sinema Gösterimi; Newton Bilgisayardan Ne Anlar; Shrek ve Fiona Antakya; Birsen Tezer Antakya Konseri; 10 dakika Ara Tiyatro 1986– 23. Antalya Film Şenliği, En İyi Kadın Oyuncu (Aaahhh Belinda) 1993 – 30. Antalya Film Şenliği, En İyi Kadın Oyuncu (Yolcu) 1997 – 34. Antalya Film Şenliği , Yaşam Boyu Onur Ödülü . Filmleri : 2013 – Melahat’in Son Akşam Yemeği 2013 – Aşk Ekmek Hayaller 2011 – Artiz Mektebi 2009 – Bozkırda Deniz Kabuğu ŞenerŞen, Ayşen Gruda ile hep gülüşürdük. Güzel günlerdi” dedi. NURİ SESİGÜZEL’İN FİLMLERİ Bir Yiğit Gurbete Gitse 1977 Deli Deli Tepeli 1975 Bahtı Kara Yarim 1975 Başa Gelen Çekilir 1974 Züleyha 1973 Günahımı Çekeceksin 1970 Kaderin Oyunu 1970 Ham Meyva 1970 Bir Aşk Türküsü 1969 Dost Hançeri 1969 Birsüredir yoğun bakımda tedavisi devam eden ve bugün yaşamını yitiren Türk tiyatro ve sinema oyuncusu 74 yaşındaki Ayşen Gruda, son oyununu Avcılar'da oynamıştı.. Geçen 27 Ekim'de Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde 56'ncı sanat yılında sahneye çıkan ve Ayşen Gruda, Deli kadın oyunuyla sevenlerinin karşısına çıkmıştı. OsmanSonant. Orhan. 1997'de Bahçelievler Belediye Tiyatrosu'nda Yılmaz Gruda'dan aldığı eğitimle oyunculuğa ilk adımını attı. 1998'de Ferhan Şensoy yönetimindeki Ortaoyuncular Nöbetçi Tiyatro'da çalışmalarını devam ettirdi ve 1999'da girdiği İ.Ü. Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü'nde eğitimini tamamladı. Çeşitli tiyatro oyunlarında, TV dizilerinde ve sinema L4Zbm6H. Pınar Çekirge Ayşen Gruda, Yılı’nı, sanat yönetmenliğini kızı Elvan Gruda’nın yaptığı “Deli Kadın” adlı oyunla kutluyor. 1962’de Tevhid Bilge Tiyatrosu’nda sahneye adımını attığı “Kongre Eğleniyor”dan bugüne geçen 55 sene. Tiyatro, televizyon, sinemayla geçen bütün o zamanlar… Neden “Deli Kadın”? Erasmus’dan etkilendiğini söylüyor Ayşen Gruda. “Sanatçılar da aslında biraz delidir,” diye devam ediyor sonra. Sahnede Adile Naşit, Ertem Eğilmez, Tarık Akan ve “Çocukluk arkadaşım, fukaralık arkadaşım” dediği Kemal Sunal’ın büyük boy, siyah beyaz fotoğrafları, fonda hep o tanıdık, bildik film müzikleri… Ayşen Gruda, ilkokul birinci sınıfta çok çekindiği Şükran Öğretmenden, Haldun Dormen, Kemal Uzun, Nilgün Belgün, Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, Tarık Akan, Şener Şen, Toto Karaca, Cem Karaca, Barış Manço’dan, turneler, kulis anılarından bahsediyor… Hatıralar, kısa anekdotlar. Ve “hâlâ Godot’yu beklediğini ama umudunu kestiğini” söylüyor, Ayşen Gruda. Dakikalarca devam eden alkışlar… Ayşen Gruda’ya duyulan sevginin, saygının, özlemin ne güzel bir kanıtı aslında. “Ama, keşke, acaba,” diyorum; “Ayşen Gruda’nın bu talk show’unda karşısında Korhan Abay mı olsaydı?” Nadide Şerbet’li günleri mi ansaydık bir an. Sahnede Ayşen Gruda gibi sahne dinamizmi, uçsuz bucaksız sempatisi, tekniği ve hakimiyetiyle, gerçek bir efsaneye eşlik etmek elbette zor, hatta çok zor. Dört genç oyuncunun da bunu tam anlamıyla gerçekleştirebildiklerini iddia edemem. Söylenen şarkılar, oynanan küçük sketchler hep biraz havada kalıyor sanki. Dahası, her soruya ille “Hocam..” diye başlanmasa mıydı diye düşünüyorum şimdi, sayabildiğim kadarıyla 29 kez “Hocam” sözcüğü kullanıldı da. Pencere camlarında yağmur taneleri. Duvarda, el değmemiş bir hüzünle menevişlenen gölgeler. Tavandan mavisi bol eflatun bir ışık süzülüverdi birden. Tam da, bir gözyaşı damlasında kırılan yalnızlıklar arasındayken, mutsuz, kırık dökükken üstelik O, sesle gülümsedim “Ben Prenses Mehtap Yanık / Oryantal rakkaseniz / Koca bulalım derken / dansöz olduk çaresiz.” Tiyatroda bir ömür. Üstelik her anı, zamanı gelip geçiciliğe, popüler olan’a çok aldırmadan yaşanmış, hep çalışılmış, tiyatro hayat tarz’ı olmuş. “Ben kısaca ve sadece oyuncuyum” demiş ve bir oyuncu gibi yaşamış onca seneyi. Onuruyla, duruşuyla. Eğilip, kırılmadan. Muhalifti. Her gerçek sanatçı gibi muhalifti Ayşen Gruda. İlkelerinin cesur bir savaşçısıydı her şeyden önce. Hem de sonuna kadar. Onun başkaldırısı, günlük yaşamına sirayet etmiş, asla sanatçı kimliğimden ödün vermeden başı dik, alnı ak yoluna devam etmişti. Üstelik dikensiz gül bahçelerinden geçen bir yol değildi bu. Nice düşbozumu, yalnızlıktan çıkıp gelmişti. Yedeğinde hüzün, direniş, acı, umut vardı. Evet, umut. Gözpınarlarına mühürlenmiş bir umut bu. Gölgesiz, taptaze. Nahide Şerbet nam-ı diğer Domates Güzeli olarak bir toplumun, dile kolay, neredeyse son kırk küsur yılına damgasını vurmuştu. Ayşen Erman lisede okurken, babasının vefatıyla, ailesine destek olmak için okulu bırakır. Ablası Ayten Erman’ın sahne aldığı Tevhid Bilge Tiyatrosu işte tam da o günlerde imdada yetişir adeta “Tiyatroda hizmetçi kız rolü için oyuncu arıyorlarmış, ablam da benim oynayabileceğimi söylemiş … Öyle küçük yaşlarda tiyatrocu olmayı kafasına koyanlardan değildim. Ama mukallit bir çocuktum, komik şeyleri görürdüm. İyi gözlemciydim. Tevhid Bilge Tiyatrosu turne tiyatrosuydu. Çocuk yaşımdaydım, annemden ilk kez ayrılmışım, hiç tanımadığım bir ortamdaydım. İlk oyun Çorlu’da. Şuursuz bir şekilde sahneye çıktım. Dört beş laf ettim, bir kıyamet, bir alkış koptu. Ben hiç üzerime alınmadım. Oyun bitti, dışarı çıktık, Tevhid Bilge, Müşerref Çapın ve diğer oyuncular bana sarıldılar öptüler,’Aferin’ dediler. O günden sonra mecburiyetten tiyatrocu olmuştum.” 1 Sonrasında Avni Dilligil, Muammer Karaca Tiyatroları, Devekuşu Kabare, Egemen Bostancı’nın Şan Tiyatrosu müzikalleri, Levent Kırca Tiyatrosu… “Tevhid Bilge Tiyatrosu’nda esnaflığı öğrenmiştim, Avni Dilligil Tiyatrosu’nda akademik oyunculuğu… 2 “Ben usta çırak ilişkisiyle yetişmiş alaylı oyuncuyum… 3 “Anlamıyorum yani, komiklik başka bir şey, komedyenlik başka. Komik duruma düşmek ise bambaşka! Ben komedyenim. Komedyen her rolü oynar.” 4 Güzellik Yarışmalarının ele alındığı bir parodiyle geldi şöhret. Domates Güzeli, Nahide Şerbet hani bir gece de şöhret oldu denir ya, televizyonun siyah beyaz ve tek kanal olduğu dönemin süperstarlarından biri olarak belleklere kazınıverdi. Biraz dişi Şarlo’ydu, biraz tatlı su kurnazı, biraz sözünü esirgemeyen henüz münasip bir eş bulamamış, yaşı geçti, geçmekte olan safça ya da öyle gözükmeyi yeğleyen bir kız. Evet, evde kalmış kız. Hani şu duvak düşkünü denilen. “Konsantre mi oluyorsunuz,” diye sorulduğunda, “Haklısınız, konserve oluyorum,” diye yanıtlayan. Adile Naşit’in önerisiyle Ertem Eğilmez’e giderler bir gün. Arzu Film’in Hababam Sınıfında yarışma sunucusu olarak gözükür perdede. Delisinde Şaziment, Öyle Olsun’da Ayşen Huyugüzel, Sütkardeşler’de hizmetçi Emine, Gırgiriye de Sevim, Bizim Ailede yaşar kıldığı unutulmaz Feride personasıyla o gerçek bir yıldızdır artık. Yedi Kocalı Hürmüzde Havva, Hisseli Harikalar Kumpanyasında Prenses Mehtap Yanık tiplemeleriyle büyük bir başarıya daha imza atar. Sinema, tiyatro dolu dizgin devam etmektedir hayatında. Ajda Pekkan, Erol Evgin, Sezen Aksu, Emel Sayın, Nükhet Duru’lu müzikal gösterilerde Ayşen Gruda adeta bir nakış, bir dantel işlercesine, her repliğe kendinden çok şeyler katarak muhteşem kompozisyonlar yaratır. Büyük Kabare, Aile Gazinosu, Neşe-i Muhabbet, Hababam Sınıfı, Şen Sazın Bülbülleri, Yediden Yetmişyediye Müzikaller o dönemin ürünleridir. Şimdi düşünüyorum da, yeteneğin, gözlemin, durmaksızın çalışmanın, mesleğine olan saygının örsüyle biçimlenmiş oyunculuğunda, bir es’iyle izleyicisine nice kahkahalar, hüzünler bağışlamış bir oyuncuydu Ayşen Gruda. Ve hep öyle kaldı. Sahnede o minicik rollerde bile tek başına yıldızdı. Taze kesiğe değen tuz olabilecek kadar da cesur. Hayatın kalın pürtüklü dokusunu bir bakışıyla, bir esprisiyle yumuşatıp, bir duygudan diğerine o çabucak geçişler. Ayşen Gruda’nın tılsımı buydu belki de. İçten, yalın oyunculuğu, uçsuz bucaksız sahne sempatisi… “Yıllar önce Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı bir kabarede oynuyoruz. Allah rahmet eylesin Altan Erbulak oyunda birkaç karakteri canlandırıyor. İçimden hep Altan’a bir şey demek geçiyor ama ne söylemem gerektiğini bulamıyorum. Sabahlara kadar düşünüyorum. Altan, kırmızı ceketli, beyaz gömlekli bir kostüm giyiyor ve papyon takıyor. O zamanlar Marlboro sigarası da çok moda. Bir gece yine oyun oynuyoruz, Altan final antresini yaptı, hesap pusulasını getirdi, Ha geldi yine kısa Marlboro’, dedim ve o sahne dakikalarca alkışlandı.5Simsiyah bir gecenin altında kimbilir hangi rembetikoya yüklemişti iç acılarını, diye düşünüyorum. Alevli bir magma gibiydi sahnede, sanatıyla zamanı yırtıp geçen. Bir başka insanın yaşamına karışarak kendi varlığından bin birinci kez soyunup beyaz perdede unutulmazlığını kanıtlıyordu yine. Dekora vuran gölgesinden mavi yağmur taneleri akmaktaydı. Ve Ayşen Gruda bir kez daha ışıklar saçarak belleğimizin ta derinliklerine nüfuz ediyordu o an. Evet, onun oyunculuğunda gerçeküstü bir şeyler vardı hep. Sahiciliği yeniden biçimlendiren ya da yok edip yeni bir gerçek yaratan bir şeyler. Bir ton, bir ses, bir duruş… Bilemiyorum. Şimdi bir ışık yalazının içinde dönüp duran tüm o replikler ”Kendimi intihar edeceğim kız anne. Abla deme bana. Abla deme. Nefis izzetimi ayaklar altına aldın. Ay patron, sen misiniz? İdealim yok, televizyonun taksiti bitsin onu da alacağız, inşallah…” Ve bir gözyaşı damlasında kırılan hüzünler. Ayşen Gruda’yı saygıyla selamlıyorum… 1,2,3,4,5 Karakaş H.”İstanbul’un Kadınları/Sahnelerin Sultanlar”.Yitik Ülke "Annem mi? Şu, "Deli Kadın!"... Hani Domates Güzeli... Hani Ana... Hani O çok sevdiğiniz..."Biz seninle büyüdük!" dediğiniz kadın...Başbakan'a "Yeğenim, seni yanıltıyorlar!" diyen... "Barış için dağa çıkarım!" diyen..."Kadınlar, bu pedofili yasası sizin direncinizle geçmedi!" diyen... Aldığı Altın Portakal Ödülü'nü "Aylan bebeğe ithaf ediyorum!" diyen... Şu Deli Kadın Annem!Bu "delilik" belki hep vardı, belki sonradan oluştu; ama iyi ki oluştu. Dürüstlüğünü, açık sözlülüğünü, hayata bakışını, sanatçılığını bu Deli Annem, 22 Ağustos 1944 tarihinde Erman Ailesi'nin ortanca kızı olarak İstanbul Yeşilköy'de Osmanlı zamanında karargâh olarak kullanılan bir köşkte doğdu! Babası kara tren makinistiydi. Komedi yeteneği, çocuk yaşta Yeşilköy'deki evlerinde Ermeni komşularının taklidini yaparken, ailesi tarafından keşfedildi. Lise ikiye giderken babası vefat etti. Geçim sıkıntısı yüzünden okulu bırakarak, 1962 yılında o taklit yeteneğini sırtlayıp, dönemin büyük ustalarından Tevhid Bilge'nin turne tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa başladı. İlk rolü, "Kongre Eğleniyor" adlı vodvilde küçük bir hizmetçiydi ama o minicik rolde büyük bir alkış aldı! Ve olan oldu Tiyatro O'nu sevdi, O tiyatroyu!Ayşen Gruda, "Deli Kadın "oyunuyla huzurlarınıza çıkmaya hazırlanıyor.?Ayşen Gruda'nın "Deli Kadın" oyununa bilet 2. Kategori 45 TL yerine 27 TL!?Ayşen Gruda'nın "Deli Kadın" oyununa bilet 1. Kategori 56 TL yerine 34 TL!Oyun Günü ve Saati 15 Mayıs 2017 Saat 2100 Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu'nda!16 yıl boyunca tiyatro hayatını sürdürürken, televizyonda bir eğlence programı içinde yayınlanan skeçte canlandırdığı "Domates Güzeli Nahide Şerbet" karakterinden sonra herkes tarafından tanındı. Yer aldığı Ankara Meydan Sahnesi'nde tiyatro oyuncusu Yılmaz Gruda ile tanışıp evlendi. Ve bir daha da evlenmedi. "Deve Kuşu Kabare", "Hababam Sınıfı Müzikali", "Yedi Kocalı Hürmüz","Hisseli Harikalar Kumpanyası"gibi kabare ve müzikallerde, birçok televizyon programı skeçlerinde ve dizilerde oyunculuk yaptı. Yakın dostu Adile Naşit'le Ertem Eğilmez filmlerinin çekirdek kadrosunda yer aldı."Tosun Paşa", "Süt Kardeşler", "Şabanoğlu Şaban", "Hababam Sınıfı", "Neşeli Günler", Aile Şerefi", "Çiçek Abbas", "Çöpçüler Kralı" gibi birçok klasikleşmiş Türk sineması örneklerinde oynadı. "Dedemin Fişi", "Pek Yakında", "Kağıt", "Karagöz ile Hacivat Neden Öldürüldü" gibi son dönem Türk Sineması'nın ses getiren projelerinin vazgeçilmez ismi oldu. Türkiye'nin en önemli sinema ve tiyatro ödülünü medyada anektodları fenomen olan torunu Mustafa Emre "Sanat için inanç, sanat için ruh, sanat için idol kadınlar deyince akla gelen ilk kişidir!" Ayşen beş yıldır insan sevgisi, dürüstlük üzerine yaşamını kuran ve insanlarla paylaştıkları ile ayakları sıkı yere basan yürekli bir kadındır. Anaçlığıyla, tam bir barışsever olmasıyla, toplumun her kesimine rehber olmuş, sahne sevgisiyle, sanata ve sanatseverlere ömrünü adamış bir delidir O! Her zaman insandan yana olduğu için çok mutlu olduğum ve teşekkürlerimi sunduğum insandır Ayşen Gruda!" şimdi karşınızda!"Elvan Gruda kızı" Erhan GÖĞEM/KIRIKKALE, DHA- KIRIKKALE'de, Genç Sanat Organizasyonu ve Gezgin Team ortak projesi ile düzenlenen Ayşen Gruda 'Deli Kadın' adlı tiyatro oyunu ile sahneye çıkarken, kendisini izlemeye gelenleri gülmekten kırıp Merkezi'nde düzenlenen 'Deli Kadın' adlı tiyatro oyunu, büyük bir beğeniyle izlendi. Tiyatrosever izleyicileriyle bütünleşen sanatçı Gruda, tiyatro oyuncusu olmaması halinde avukat olmak istediğini dile Fırsat Bu Fırsat• Rezervasyona gerek bulunmamaktadır. Konserden bir saat önce kupon kodu ile salon girişinden bilet alınabilir. • Kişi başı dilediğiniz kadar kupon alabilir, sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. • Sıra numaranız seçenekte belirtilmektedir, koltuk numarası otomatik belirlenmektedir. • Yan yana oturma garantisi vardır. • Kupon kodları için iptal ya da iade işlemleri yapılamayacaktır. • Bu fırsat başka indirim ve kampanyalarla birleştirilemez. • kupon kodunuz e-posta adresinize ve cep telefonunuza gönderilecektir veya sitedeki "Fırsatlarım" bölümünden ulaşabilirsiniz.? Nasıl Kullanılır?• Bu Fırsatı Bonus Card ve World Card'a 9 Taksitle alabilirsiniz. • Ayrıca Bonus ve World Card ile 200 TL ve Üzeri Alışverişlerinizde Peşin fiyatına 3 taksit imkanı. 1 Fırsatlarım sayfasından PDF olarak hazırlanan çekinizin çıktısını alın. Yada size SMS olarak gönderilen Kupon Kodunu saklayın. 2 İşletmeyi arayarak güvenlik kodu ile rezervasyon yaptırın. 3 Ödeme sırasında işletmeye teslim edin. 4 FirsatMe çeki üzerinde yazan koşulları lütfen dikatlice okuyun! Fırsatı Sunan SiteFırsat Me İşletmeİroni Yapım Organizasyon AdresOramiral Salim Dervişoğlu Caddesi Karabaş Mahallesi No 78 Kocaeli / İZMİT Telefon541 825 28 05 56. sanat yılını dolduran Ayşen Gruda, “Deli Kadın” oyunuyla tiyatroseverler ile buluşuyor. Yeşilçamın yaşayan çınarı Ayşen Grudanın sohbet tadında gerçekleşen oyunu ”Deli Kadın”, sanatçının tek kişilik stand-up gösterisi! “Annem mi?… Şu,”Deli Kadın!”… Hani Domates Güzeli… Hani Ana… Hani O çok sevdiğiniz… ”Biz seninle büyüdük!” dediğiniz kadın… Başbakan’a “Yeğenim, seni yanıltıyorlar!” diyen… ”Barış için dağa çıkarım!”diyen…”Kadınlar, bu pedofili yasası sizin direncinizle geçmedi!”diyen… Aldığı Altın Portakal Ödülü’nü “Aylan bebeğe ithaf ediyorum!”diyen… Şu Deli Kadın Annem! Bu “delilik” belki hep vardı, belki sonradan oluştu; ama iyi ki oluştu. Dürüstlüğünü, açık sözlülüğünü, hayata bakışını, sanatçılığını parlattı. Vee, bu Deli Annem, 22 Ağustos 1944 tarihinde Erman Ailesi’nin ortanca kızı olarak İstanbul Yeşilköy’de Osmanlı zamanında karargâh olarak kullanılan bir köşkte doğdu! Babası kara tren makinistiydi. Komedi yeteneği, çocuk yaşta Yeşilköy’deki evlerinde Ermeni komşularının taklidini yaparken, ailesi tarafından keşfedildi. Lise ikiye giderken babası vefat etti. Geçim sıkıntısı yüzünden okulu bırakarak, 1962 yılında o taklid yeteneğini sırtlayıp , dönemin büyük ustalarından Tevhid Bilge’nin turne tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa başladı. İlk rolü,“Kongre Eğleniyor” adlı vodvilde küçük bir hizmetçiydi ama o minicik rolde büyük bir alkış aldı! Ve olan oldu Tiyatro O’nu sevdi, O tiyatroyu!… 16 yıl boyunca tiyatro hayatını sürdürürken, televizyonda bir eğlence programı içinde yayınlanan skeçte canlandırdığı “Domates Güzeli Nahide Şerbet” karakterinden sonra herkes tarafından tanındı. Yer aldığı Ankara Meydan Sahnesi’nde tiyatro oyuncusu Yılmaz Gruda ile tanışıp evlendi. Ve bir daha da evlenmedi. “Deve Kuşu Kabare”, “Hababam Sınıfı Müzikali”, “Yedi Kocalı Hürmüz”,”Hisseli Harikalar Kumpanyası”gibi kabare ve müzikallerde, bir çok televizyon programı skeçlerinde ve dizilerde oyunculuk yaptı. Yakın dostu Adile Naşit’le Ertem Eğilmez filmlerinin çekirdek kadrosunda yer aldı. “Tosun Paşa”, “Süt Kardeşler”, “Şabanoğlu Şaban”, “Hababam Sınıfı”, “Neşeli Günler”, “Aile Şerefi “, “Çiçek Abbas “, “Çöpçüler Kralı” gibi bir çok klasikleşmiş Türk sineması örneklerinde oynadı. “Dedemin Fişi “, “Pek Yakında”, “Kağıt”, “Karagöz ile Hacivat Neden Öldürüldü” gibi son dönem Türk Sineması’nın ses getiren projelerinin vazgeçilmez ismi oldu. Türkiye’nin en önemli sinema ve tiyatro ödülünü kazandı. Elli beş yıldır insan sevgisi, dürüstlük üzerine yaşamını kuran ve insanlarla paylaştıkları ile, ayakları sıkı yere basan yürekli bir kadındır. Anaçlığıyla, tam bir barışsever olmasıyla, toplumun her kesimine rehber olmuş, sahne sevgisiyle, sanata ve sanatseverlere ömrünü adamış bir delidir O!… Her zaman insandan yana olduğu için çok mutlu olduğum ve teşekkürlerimi sunduğum insandır Ayşen Gruda!” diyor. Buyurun, şimdi karşınızda! Bilet almak için

ayşen gruda deli kadın oyunu