Doç Dr. Ozan Doğan, çalışmayı ve başarıyı kendine ilke edinmiştir. Lise eğitimini Diyarbakır Cumhuriyet Fen Lisesi’nde tamamlayan Dr. Doğan, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Fizik Olimpiyatlarında Bölge 2'ncisi oldu. 2001 yılında üniversite sınavlarında Türkiye genelinde başarı göstererek tıp fakültesini kazandı. 2007 yılında Mersin Annebabasının saç rengi, boyu, göz rengi gibi fiziksel özelliklerini söyler. Teyze/amca gibi yakın akrabalarının isimlerini söyler. Gelişim raporları, çocukların okul öncesi eğitimden ve öğrenme sürecinden nasıl etkilendiğini anlamak açısından ailelere yol gösterici olacaktır. Bunun yanı sıra öğretmen, eğitim Chiccooutofix plus ana kucağına uyumlu bebek Arabası arıyorum. ecrinaylisceylinesila 10Y 11,5Y 6,5Y 6,5Y. 02/09/2015 07:33:00. Chicco trio pusetle uyumlu olduğunu biliyorum yardımcı olursanız sevinirim. Cevabın: Tartışmaya katılmak için giri Anneve bebek bu yöntem öncesinde değerlendirilir. Böylece anne bebeğini doğar doğmaz görebilir, kucağına alabilir. ılık su içine yerleştirilir. Sıcaklığı vücut sıcaklığına yakın olan (37-38°C) suyun seviyesi, düzgün serinleme olabilmesi için meme ucunu geçmemelidir. Süre Minicikdoğar, Anne sütüyle doyar.(Bebek) Bilmecelerin ardından çocuklara bahçeye çıkılacağı ve hazırlanmaları söylenir. Çocuklarla bahçede yere düşen yapraklar toplanır. Toplanan yapraklar şeffaf buzdolabı poşetine koyulur ve sınıfa geçilir. X5aPf7k. Anne sütünün ve emzirmenin hem anne, hem de bebek için faydaları saymakla bitmiyor. Bebeğin ilk altı ay ihtiyacı olan protein, yağ, demir ve vitamin; ideal bir besin kaynağı olan anne sütü ile karşılanıyor. Anne sütü ile büyüyen çocuklarda astım, alerji, çocuk diyabeti, obezite, kanser daha düşük oranlarda görülüyor. Emziren annelerde ise meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlığın daha az görüldüğünü söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ; emzirirken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı HİJYEN ÖNEMLİ Emzirmeye başlamadan önce anne ellerini yıkayarak bebeğe mikrop bulaşmasını önlemeli, meme başını ve çevresini temiz su ile silmelidir. Anne; rahat, temiz ve yeterince sıcak bir ortamda sırtını bir yere dayayarak oturmalıdır. Gerekirse ayaklarının altına bir yükselti koyabilir. Bebeği, yüz ve bedeni kendine dönük olacak şekilde tutmalı, bebeğin başını tutan kolu gerekirse bir yastık ile alttan desteklemelidir. Bebeğin başı, kolun iç kısmına yerleştirilip aynı kol ve elle bebeğin kalça ve bacakları kavranmalıdır. Emzirirken anne ve bebek rahat olmalı, ikisi arasında göz teması kurulmalıdır. Emzirmeye başlamadan önce temizlenmiş meme ucu; baş ve işaret parmağıyla yuvarlanarak daha belirgin hale getirilip yavaşça bebeğin üst dudağına dokundurularak bebeğin ağzının açılmasına yardımcı olunur. Göğüs, boşta kalan elle C şeklinde tutulmalı, meme başı ve etrafındaki kahverengi kısma dokunmadan memenin ucu bebeğin dudağına değdirilmelidir. Bebek ağzını açınca meme ucu ve etrafındaki kahverengi kısım bebeğin ağzına yerleştirilir. Bebeğin çenesi ile annenin göğsü arasında boşluk kalmamasına dikkat edilmelidir. SÜT TAM OLARAK BOŞALMAZ Emzirme esnasında meme çevresinin büyük kısmı bebeğin ağzının içinde olmalı, çenesi de göğse dayanmalıdır. Eğer bebek doğru yerleştirilmezse sadece meme ucunu emer. Bu durum çok acı verdiği gibi, meme ucu çatlaklarına neden olur. Ayrıca süt de tam boşalmaz. Doğru yerleştirilmediği durumlarda bebek göğüsten çekerek çıkarılmamalı, onun yerine ağzının köşesinden küçük parmakla damakların arasına girerek meme ucu nazikçe çıkarılmalıdır. Bebeğe doğru konum verildikten sonra emzirme işlemi tekrarlanmalıdır. DOĞRU EMZİRME POZİSYONLARI Emzirmek için yaygın olarak kullanılan dört pozisyon vardır Koltukaltı pozisyonu Anne, bebeğin vücudunu koltuk altına yerleştirir, başını ve ensesini elle destekler. Kucak pozisyonu Bebek annenin kucağına koyduğu yastık üzerinde yatırılıp başı anne kolunun üzerine konur. Anne, bebeği poposunu aynı eli ile destekler, karnını kendi karnına doğru çevirir. Ters kucak pozisyonu Bu pozisyonda bebeğin başı daha iyi kontrol edilir ve memeye daha kolay yaklaştırılır. Anne, diğer elle memesini tutar. Yatarak emzirme Annenin başının altına bir yastık yerleştirilir, bebek de başka bir yastığın üzerine yatırılır. Bebek, karnı annenin karnına değecek şekilde yan yatırılmalıdır. Bir elle meme desteklenerek emzirme işlemi yapılabilir. Pigmente doğum lekeleri türleri nelerdir? Benler Konjenital nevüs olarak da adlandırılan benler, pembe, açık kahverengi ya da siyah renklerde olabilir. Benler farklı büyüklükte olabileceği gibi, ciltle aynı hizada ya da daha kabarık bir şekilde oluşabilir. Genellikle yuvarlaktır. Yüzde veya vücudun herhangi bir yerinde gözlenebilir. Bazı benler kendiliğinden kaybolur, bazıları ise ömür boyu kalıcıdır. Yaş kaç olursa olsun, benin boyutundaki ve şeklindeki değişikliği takip etmek önemlidir çünkü bir bendeki değişiklik bazen cilt kanseri ile bağlantılı kahve Café au lait lekeleri Bu doğum lekeleri daha oval şekilde oluşur. Genellikle soluk kahverengi renkte olmaları nedeniyle Fransızca “sütlü kahve” anlamına gelen Café au lait lekeleri olarak adlandırılırlar. Ten rengi koyu ise, oluşacak olan sütlü kahve lekeleri de daha koyu olacaktır. Bu doğum lekesi, bazen doğumda bazen ise doğumdan çok sonra, hatta erken çocukluğa kadar herhangi bir zamanda oluşabilir. Boyut olarak büyüyebilir, ama sıklıkla zamanla solar. Bazı çocuklarda birden fazla sütlü kahve lekesi gözlenebilir. Eğer çocuğunuzda birçok leke varsa doktora danışmanızda fayda vardır. Zira bu durum, nörofibromatozis olarak adlandırılan nadir bir tıbbi durumun göstergesi lekeleri Çoğunlukla daha koyu tenli kişilerde gözlenen kabarık olmayan, mavimsi gri lekelerdir. Zararlı olmayan bu lekeler morarma ile karıştırılabilir. Moğol lekeleri tipik olarak alt sırt ve kalçalarda görülür. Genellikle dört yaşına kadar tamamen kaybolurlar. Doğum lekesi tedavisi"Doğum lekesi nasıl geçer?" sorusu kişinin merak ettiği bir konudur. Çoğu doğum lekesi zararsızdır ve tedavisi gerekmez. Hemanjiyomlar, Moğol lekeleri ve somon lekeleri gibi doğum lekeleri türleri, çoğunlukla kendiliğinden geçer. Bazı doğum lekeleri, görünümlerinden dolayı rahatsızlığa neden olabilir. Hemanjiyom veya ben gibi diğer doğum lekeleri, cilt kanseri gibi bazı tıbbi durumlar için risk faktörleridir. Bu doğum lekeleri bir dermatolog tarafından izlenmelidir. Doğum lekesi tedavileri aşağıdakiler gibi tedavisi, şarap lekelerini giderebilir veya önemli ölçüde hafifleterek daha az görünür hale gelmesini sağlayabilir. Bu tür tedaviler bir dermatolog veya cerrah tarafından gerçekleştirilir. Lazer tedavisi bebeklik döneminde başladığında en başarılı sonuçlar elde edilir. Bunun yanında daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de kullanılabilir. Genellikle birkaç seansa ihtiyaç duyulur. Lazer tedavileri hafif rahatsızlık verdiği için lokal anestezi gerektirebilir. Genellikle kalıcı sonuçlar verir. Tedavi sonrasında geçici şişme veya morarma meydana yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan oral ilaçlardır. Propranolol, hemanjiyomların boyutunu veya görünümünü azaltmak için kullanılabilecek bir beta bloker türüdür. Kan damarlarını daraltarak ve kan akışını azaltarak çalışır. Bu hemanjiyomun yumuşamasına, solmasına ve büzülmesine neden olur. Bir başka beta-bloker, timolol ise topikal olarak cilt üzerine uygulanabilir ve benzer sonuçlar elde oral yolla alınabilen veya doğrudan doğum lekelerine enjekte edilebilen anti-enflamatuar ilaçlardır. Kan damarlarının boyutunu küçülterek doğum lekelerinin görüntüsünü müdahale çok derin hemanjiyomlar ya da çok büyük benler gibi bazı doğum lekeleri için gerekli olabilir. Doğum lekesi için cerrahi müdahaleler hastaneye yatış gerektirmez. Poliklinik ortamında ya da dermatolog muayenehanesinde yapılabilir. Doktor lokal anestezi uyguladıktan sonra doğum lekesini çıkarmak için küçük bir neşter kullanır. Doğum lekesi büyükse, birkaç randevu boyunca bölümler halinde çıkartılması gerekebilir. Bazen doğum lekeleri cerrahi olarak çıkartıldıktan sonra kalıcı izlerin oluşmaması için doku genişletme denen bir prosedür uygulanabilir. Bu yöntemde, doğum lekesinin yanında bulunan sağlıklı derinin altına bir çeşit balon yerleştirilir. Böylelikle, yeni ve sağlıklı bir cildin büyümesi sağlanır. Bu yeni doku, daha önce doğum lekesinin bulunduğu bölgeyi kapatmak için kullanılır. Balon daha sonra kaldırılır. Çiftler bir süre doğal yolla gebelik denedikten sonra bebek sahibi olmadıklarında üremeye yardımcı tedavi yöntemlerine başvurmaktalar. Üreme tedavileri arasında en sık olarak tercih edilen ve en başarılı sonuçlar alınabilen, her geçen gün de başarı oranı artan yöntem tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisine giden yolda ilk adımı atarken, önümüzdeki yol çok belirsiz görünebilir. Amacımızı biliyoruz, sağlıklı bir bebek sahibi olabilmek, ancak bu istekten bir bebeği kucağına alabilmeye, buradan oraya yolculukta neler olacağını tahmin edebilmek çok daha zor. Her çift benzersiz olsa da ve tam olarak tüp bebek tedavisinin nasıl gideceğini tahmin etmek imkansız olsa da, temel bir zaman çizelgesi oluşturabilir ve süreçteki en önemli aşamalar bilinebilir. Tüp bebek sürecinde neler yaşanacağını anlamak için tüp bebek tedavisinin gerçekte ne olduğunu ve nasıl çalıştığını iyi anlamak önemlidir. Tüp bebek tedavisinde kadın ve erkeğin üreme hücreleri laboratuvarda bir araya getirilir, döllenme gerçekleştirilir ve elde edilen embriyolar içinde gebeliğe en uygun olan 1 ya da 2 tanesi anne adayının rahmine yerleştirilir. Embriyo transferinden 12 gün sonra ise kanda gebelik testi yapılarak gebelik olup olmadığı anlaşılır. İşte bu, çok basit, kısa ve aslında çok d anlaşılır olmayan bir tüp bebek tanımlamasıdır. Oysaki biraz daha açmakta fayda var. Tüp bebek tedavisine kısa ve net bir giriş Şüphesiz ki, insan vücudunun çalışma mekanizması muhteşem, ancak bir o kadar da tahmin edilemez. Dünyadaki en karmaşık görüntüleme teknolojisiyle bile, vücudun içinde neler olup bittiğini görmek kolay değildir. Bir kadın hamile kalmaya çalışırken, tüp bebek tedavisi genellikle kısırlığa neyin neden olduğunu öğrenmeye ve de bu nedeni ortadan kaldırmaya yardım etmenin en etkili yoludur. Tüp bebek tedavisi, yumurtanın döllenme şansını önemli ölçüde artıran kontrollü bir ortam yaratmaya olanak verir. Tüp bebek tedavisinde sperm ve yumurta laboratuvar ortamında birleştirilir ve döllenme işlemi boyunca dikkatlice izlenir. Bundan sonraki 3 – 5 gün içerisinde başarıyla döllenmiş yumurtalar embriyolar halinde gelişir. Daha sonra embriyoların kalitesi transfer, dondurma veya daha fazla kültür ve gelişme açısından incelenir. Bununla birlikte, kadın için tüp bebek tedavi süreci aslında haftalar öncesinden başlar. Tüp bebek, tek bir tedavi değil bir dizi işlemdir. Ortalama bir tüp bebek siklusu konsültasyondan transfere kadar yaklaşık 6 – 8 hafta sürer. Ancak her hastanın kısırlığa sebep olan etkeni ve vücut fonksiyonları yolun kendine özgü koşullara bağlı olduğundan, tüp bebek tedavisi de her hasta için benzersizdir. Çünkü özellikle de burada değişen şey, kadının vücudunun her aşamada nasıl tepki vereceğidir. Zaten bu tepkilere göre de yol çizilir. Tüm bunların yanında tüp bebek tedavisinde olmazsa olmaz 5 temel aşama vardır. Bunlar danışma ve bilgilendirme, yumurta geliştirme, yumurta toplama, döllenme, embriyo transferi şeklindedir. Baştan sona tüp bebek tedavisi Hafta İlk ziyaretler ve istişareler Bazen en büyük engel çiftin kendini tüp bebek tedavisi kliniğine girebilecek aşamaya getirmesidir. Tüm hayallerden, umutlardan, tartışmalardan, endişelenmekten, düşünmekten ve planlamaktan sonra eğer klinikten içeri girebildiyse artık aslında en önemli aşama geçilmiş olur. Doğurganlık tedavisi almak cesur bir adımdır ve genellikle çiftler kafalarında yüzlerce soruyla uzmana gelir. Bu ilk aşama, bazı gerçek cevaplar bulmaya başlamak için doğru bir fırsattır. İlk konsültasyon Bu ilk toplantıda, klinik çalışanları kadından ve erkekten kapsamlı bir tıbbi öykü alacak ve bu aşamada akla gelebilecek tüm soruları veya endişeleri cevaplamaya çalışacaktır. Bu sebeple de tüp bebek görüşmesine uzun bir soru listesi ile gitmekten korkulmamalıdır. Çünkü tedaviye başlamadan önce anne ve baba adaylarının kendilerini iyi bilgilendirilmiş ve rahat hissetmesi çok önemlidir. Diğer tüm tedavilerde olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de hastaların psikolojik olarak kendini rahat ve huzurlu hissetmesi tedavinin başarılı olmasında etkilidir. Klinik koordinatör danışmanlığı Bu randevuda kısırlığa sebep olan etkenler, bunları ekarte edebilmek için yapılması gerekenler, temel teşhis ve uygulanacak tedavi planının ayrıntıları gözden geçirilir. Aslında tüp bebek tedavisi planlamasının çoğunun yapıldığı yer burasıdır. Tüp bebek döngüsünde kullanılan ilaçların anne adayı tarafından kendi kendine nasıl uygulanacağı ve diğer tüm prosedürlerin nasıl zamanlanacağı bu görüşmede öğrenilir. 4. Hafta arası Hazırlık başlar Bu aşama aslında tüp bebekte her şeyin gerçekten başladığı yerdir. Tüp bebek tedavisi için ön hazırlık Kapsamlı laboratuvar testleri üreme yetisini daha net bir şekilde gözler önüne serer. Böylece doğurganlık uzmanları çifte bireyselleştirilmiş ve ekstra uygulamalarla zenginleştirilmiş bir tüp bebek protokolü sunabilir. Tüp bebek tedavisi öncesi yaygın uygulanan testler şunlardır Tam kan testi,Ultrason muayenesi, Enfeksiyonel hastalık taraması,Rahim değerlendirmesi,Sperm analizi de dahil olmak üzere erkek üreme yetisi testi Doğum kontrol haplarına başlanır Bir sonraki adım adet döngüsünü düzenlemek ve yumurtalıkları hazırlamaktır. Adet döngüsünün uzunluğuna bağlı olarak test ve tanıdan sonra 2 – 4 hafta süreyle doğum kontrol hapı almak gerekebilir. 5. ve 6. Haftalar İlaç tedavisi ve izleme Doğum kontrol hapı kullanımından sonra, Kontrollü Yumurtalık Hiperstimülasyonu olarak bilinen bir işleme başlanacaktır. Klinikte rahim ve yumurtalıkları değerlendiren bir ultrason muayenesi yapılacak ve var olan durum netleştikten sonra başlamaya hazırdır. Kontrollü Yumurtalık Hiperstimülasyonu işleminin iki ana bölümü vardır. Bunlardan ilki doğurganlık ilaçlarını almak, ikincisi ise yumurtalıkların ilaca tepkisinin, yani yumurta gelişiminin izlenmesidir. İki hafta boyunca yumurta geliştirici ilaçlar alınır Clomid ve / veya enjekte edilebilir folikül stimülasyon hormonları Follistim ve Gonal-F gibi oral fertilite ilaçları, anne adayının yumurtalıklarındaki foliküllerin normal bir döngüde olduğundan daha fazla yumurta olgunlaşması için uyarılması amacıyla kullanılır. Amaç doğurganlık ilaç kullanımı ile en az 4 tane kaliteli ve döllenmeye hazır yumurta üretmektir. Klinik ziyaretlerinde yumurta gelişiminin izlenmesi Bu süre zarfında ultrason muayeneleri ve kan testleri, folikül ve yumurtalarınızın gelişimini yakından takip etmek için kullanılır. Bu işlem, tüp bebek tedavisi sürecinin en fazla zaman alan kısmı olup, ortalama 5 -7 kez klinik ziyareti gerektirir. 7. Hafta Yumurta toplama ve döllenme Yaklaşık 10 -12 günlük doğurganlık ilacından sonra, izleme ile folikülün uygun bir boyuta ulaştığını görüldüğünde, yumurtaların son olgunlaşmasını hCG ile tetiklemenin ve 36 saat sonra ultrasonla yumurta toplamanın zamanı gelmiştir. Yumurta toplama Klinikte sedasyon altında yapılan bir günlük işlemdir. Asgari düzeyde hafif bir ağrı, sızı olabilir. Bu bakımdan işten izin almak ve mutlaka yanında bir yakınının bulunması önemlidir. Eğer dondurulmuş sperm kullanılmayacaksa, yumurta toplama gününde baba adayı da sperm verecektir. Yumurta ve sperm laboratuvarda birleştirilir Her şey yolunda giderse döllenme olur ve embriyolar oluşur. Başarılı bir hamilelik şansını artırmak için bu aşamada kullanılabilecek çeşitli seçenekler vardır. İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu ICSI, erkek kısırlığının bir faktör olduğu durumlarda iyi bir seçenektir. Bu prosedürde, tek bir sağlıklı sperm doğrudan bir yumurtaya enjekte edilir. Yardımlı tarama, transferden sonra implantasyon oranını arttırmaya çalışmak için bir embriyonun dış zarında zona pellucida küçük bir delik yapıldığı bir prosedürdür. Preimplantasyon genetik tarama PGS veya tanı PGD sadece sağlıklı embriyoların transfer edilmesini sağlamaya yardımcı olabilir. Genetik anormallik düşüğün önde gelen bir nedeni olduğundan, bu test tekrarlayan gebelik kaybı durumlarında sıklıkla faydalı olur. Döllenmeden sonraki 3 -6 gün içinde embriyolar transfer için uygun olup olmadıkları hususunda değerlendirilir. Embriyoların günlük izlenmesi, hangi embriyoların hayatta kalabilmek için en iyi şansa sahip olduğuna karar vermede uzmanlara yardımcı olur ve tüp bebek tedavisi uzmanlarının günlük raporları ile hastalar gelişmelerinden haberdar olur. Embriyo veya blastosist transferi Döllenmeden yaklaşık 3 gün sonra embriyolar transfer için hazırdır. Ancak bazı hastalar blastosist aşamasına gelene kadar genellikle döllenmeden 5 gün sonra birkaç gün beklemeyi tercih ederler. Embriyo veya blastosist, rahim iç kısmına giden rahim ağzındaki açıklıktan yavaşça geçirilen ince, esnek bir plastik tüp vasıtasıyla rahim içine yerleştirilir. Bu işlem için sedasyon gerekmez. Çünkü embriyo transferi genellikle ağrısızdır, ancak bazı kadınlar hafif kramp gibi sızılar hissedebilir. Anne adayı transferi, ultrason teknolojisi ile olduğu gibi izleyebilir ve olaya yakından şahitlik edebilir. Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonra 7 haftalık bir sürecin sonunda embriyo transfer edilir ve sonrasında rahim astarını desteklemek ve implantasyonu teşvik etmek için progesteron takviyesi almak gerekir. Tüp bebek tedavisini gerçekleştiren doktor, bu süreçte dozunu, kullanımını, sıklığını belirtecek ve anne adayı dışarıdan progesteron takviyesi alarak rahim astarını gebeliği tutabilmesi için destekleyecektir. Hamilelik testi Embriyo / blastosist transferinden yaklaşık 12 gün sonra, klinikte ilk kanda hamilelik testi yapılır. Bu test pozitif sonuç verirse ikinci kez gebelik testinin ne zaman yapılacağı belirlenir. Hamilelik testi Bu tekrar testi ilk pozitif testten bir hafta sonra yapılır. ikinci test de pozitif sonuç verirse, 2 -3 hafta sonra ultrason muayenesi için randevu verilecek, sonrasında ise rutin gebelik kontrolleri yapılacaktır. Tüp bebek tedavisi ne zaman başlar? Tüp bebek tedavisi, yumurta geliştirmeyi gerektiren diğer tüm üremeye yardımcı tedavilerde olduğu gibi adetin 5. günleri arasında başlamaktadır. Ancak genel olarak tedaviye başlama günü adetin 3. günüdür. Tüp bebek tedavisi kaç gün sürer? Tüp bebek tedavisinin genel olarak belli bir tedavi süresi yoktur. Çünkü tüp bebek tedavisi kişiye özel bir prosedür olduğundan bu süre hastaların durumlarına ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Örneğin bazı hastalar bazı aşamalara gerek duyulmadığından direkt geçilebilir ve tedaviye direkt olarak son aşamadan başlanabilir. Bu tür vakalarda tedavi süresi daha kısadır. Bazı hastaların ihtiyaçlarına göre her aşamayı doktorlar eşliğinde geçmesi gerekebildiği için tedavi süresi biraz daha uzundur. Ancak yine de tedavinin 10- 21 gün arasında değişen bir zaman dilimine yayıldığı söylenebilir. Tüp bebek tedavisi kaç gün sürerse sürsün, bu süreçte hastanede yatmaya gerek yoktur. Doktor tarafından belirlenen günlerde hastaneye gelerek tedavi yapıldıktan sonra eve dönülebilir. Eğer ekstra bir sorun yoksa baba adayının tedavi süresince sadece sperm verileceği gün gelmesi yeterli olur. Tüp bebek tedavisinin başarılı sonuçlanma olasılığı yüksek olmakla birlikte, başarısız olma riskini de göz önünde bulundurmak gerekir. Tedaviye başladıktan sonra yumurtalıklardan ya da meniden istenen verim alınamazsa tedavi iptal edilebilir ve tüm süreç yeniden başlatılabilir. Ancak bu durum fazla sık rastlanan bir durum değildir. Tüp bebek tedavisi süresince baba adaylarının tedavinin sadece 1. aşamasında, yani ilk muayenede ve 4. aşamada, yani döllenme aşamasında merkezde bulunması yeterlidir. Anne adayı ise tedavinin her aşamasında klinikte bulunmak zorundadır. Emziren annenin dikkat etmesi gerekenler nelerdir? - 1716 Güncelleme - 1725 Doç. Dr. Nermin Tansuğ, bebek emzirirken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı Anne sütünün ve emzirmenin hem anne hem de bebek için faydaları saymakla bitmiyor. Bebeğin ilk altı ay ihtiyacı olan protein, yağ, demir, vitamini içeren ideal bir besin kaynağı anne sütü ile karşılanıyor. Anne sütü ile büyüyen çocuklarda astım, alerji, çocuk diyabeti, obezite, kanser daha düşük oranlarda görülüyor. Emziren annelerde ise meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlığın daha az görüldüğünü söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ emzirirken dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. ● Emzirmeye başlamadan önce anne ellerini yıkayarak bebeğe mikrop bulaşmasını önlemeli, meme başını ve çevresini temiz su ile silmelidir. ● Anne bebeğiyle birlikte rahat, temiz ve yeterince sıcak bir ortamda sırtını bir yere dayayarak oturmalıdır. Gerekirse ayaklarının altına bir yükselti koyabilir. ● Bebeğin yüz ve bedeni kendine dönük olacak şekilde tutulmalı, bebeğin başını tutan kolu gerekirse bir yastık ile alttan desteklenmelidir. Bebeğin başı kolun iç kısmına yerleştirilip aynı kol ve elle bebeğin kalça ve bacakları kavranmalıdır. ● Emzirirken anne ve bebek rahat olmalı, ikisi arasında göz teması kurulmalıdır. ● Emzirmeye başlamadan önce temizlenmiş meme ucu, baş ve işaret parmakla yuvarlanarak daha belirgin hale getirilip yavaşça bebeğin üst dudağına dokundurularak bebeğin ağzının açılmasına yardımcı olunur. Boşta kalan elle göğüs C şeklinde tutulmalı, meme başı ve etrafındaki kahverengi kısma dokunmadan memenin ucu bebeğin dudağına değdirilmelidir. Bebek ağzını açınca meme ucu ve etrafındaki kahverengi kısım bebeğin ağzına yerleştirilir. Bu şekilde yerleştirilen bebeğin çenesi ile annenin göğsü arasında boşluk kalmamalıdır. ● Emzirme esnasında meme çevresinin büyük kısmı bebeğin ağzının içinde, çenesi de göğsüne dayalı olacaktır. Eğer bebek doğru yerleştirilmezse sadece meme ucunu emer, bu durum çok acı verdiği gibi meme ucu çatlaklarına neden olur. Ayrıca süt de tam boşalmaz. Bebek doğru yerleştirilmedi ise bebek göğüsten çekerek çıkarılmamalı, onun yerine ağzının köşesinden küçük parmakla damakların arasına girerek meme ucu nazikçe çıkarılmalıdır. Bebeğe doğru konum verildikten sonra emzirme işlemi tekrarlanmalıdır. ● Emzirmek için yaygın olarak kullanılan 4 pozisyon vardır. Koltukaltı pozisyonunda bebeğin vücudu annenin koltuk altına yerleştirerek başı ve ensesi elle desteklenir. Ayakları ve poposu annenin arkasına bakar. Diğer el ile anne memesi desteklenir. Bu pozisyon özellikle sezaryen sonrası veya ikiz bebekleri emzirirken uygundur. Kucak pozisyonunda, bebek annenin kucağına koyduğu yastık üzerinde yatırıp başı anne kolunun üzerine konur. Anne bebeği poposunu aynı eli ile destekler, karnını, kendi karnına doğru çevirir. Böylece bebeğin yüzü annenin memesine doğru döner. Ters kucak pozisyonunda bebeğin başı daha iyi kontrol edilir ve memeye daha kolay yaklaştırılır. Diğer elle anne memesini tutar. Yatarak emzirmede ise bir yastık annenin başının altında, diğeri de bebeğin altına olacak şekilde yerleştirilir. Bebek, karnı annenin karnına değecek şekilde yan yatırılmalıdır. Bir elle meme desteklenerek emzirme işlemi yapılabilir. Ancak bu pozisyonda annenin uyuyup kalması bebek için boğma tehlikesi yaratabilir.

ana kucağına bebek nasıl yerleştirilir