rLj7. “Bir öğretmen sınıfta telefonunuzu alabilir mi?” bir öğrenciye sorabileceğiniz en sinir bozucu sorulardan biridir. Can sıkıcı görünüyor çünkü çoğu öğrenci sıkıcı derslerde telefonlarıyla oynamayı seviyor. Cep telefonları, öğrencinin dikkatini dağıtarak dersin önemli bir bölümünü kaçırmalarına neden olabileceğinden sınıfta sıkıntı yaratabilir. Daha da kötüsü, öğrenciyseniz ve telefonunuzun sesini kapatmayı unutursanız, ders sırasında çalabilir ve herkesin dikkatini dağıtabilir. Bu nedenle bazı öğretmenler dersi bölmediğiniz sürece telefonunuzu gözünü kırpmadan kullanmanıza izin verecektir. Eğitmeninizin katılık derecesine bağlı olarak, telefonunuz sınıfın dikkatini dağıtırsa, telefonunuza el koyabilir ve ders bitene kadar tutabilir. Bununla birlikte, çoğu zaman, öğretmenin kararı okulun davranış kurallarına dayanmaktadır. Ve çoğu okulda, öğretmenlerin öğrencilerin telefonlarını almasına ilişkin kuralları gevşetmiştir. Bu nedenle, bu makale öğretmenlerin telefonunuzu alıp alamayacağını tartışacak ve sınıfta bir öğrenci olarak kendinizi nasıl yönetebileceğiniz konusunda bazı ipuçları sağlayacaktır. Bir Öğretmenin telefonunuzu almaya yasal hakkı var mı?Öğretmeniniz neden sınavdan önce telefonunuzu alsın?Öğretmenler el konulan bir telefonla ne yapabilir?Bir öğretmenden sonra telefonunuzu nasıl kurtarırsınızSınıfta Nasıl Düzgün Davranılır1. Dikkat edin2. Konuşmak istiyorsanız elinizi kaldırın3. Yapmanız gereken zamanlarda çalışın4. Eğitmeninize danışın5. Not alın6. Derse hazırlanın7. Sınıf sohbetinin bir parçası olun“Öğretmenler Telefonunuzu Alabilir mi?” Konusunda Sıkça Sorulan SorularSonuç Bir Öğretmenin telefonunuzu almaya yasal hakkı var mı? Öğretmenlerin telefonunuzu almaya yasal hakkı var ama suça dönüşeceği için uzun süre elinde tutamazlar. Çoğu öğretmen, el konulan bir telefonu tutmasına izin verilen zaman dilimiyle ilgili ayrıntılar için öğrenci el kitabına başvurur. Ancak, bazıları kuralları çiğniyor ve birkaç gün daha var. Bazı durumlarda, daha katı okullara giden öğrencilerin telefonları bir döneme kadar ellerinden alınabilir. Bu size olursa, öğretmeninize yaklaşımınıza dikkat etmelisiniz. Öğretmeniniz neden sınavdan önce telefonunuzu alsın? Bir sınavdan önce, bazı öğretmenler öğrencilerin cep telefonlarını vermelerini isteyecektir. Bu anlaşılabilir çünkü bazı öğrenciler telefonlarını kopya çekmek için kullanabilirler. Ancak telefonlar testten sonra sahiplerine iade edilecek. Bu nedenle, öğretmeniniz sizden telefonunuzu teslim etmenizi istediğinde, bunun test sonuçlarının doğru olduğunu doğrulamak için önleyici bir prosedür olduğunu anlamalısınız. Daha fazla oku 5+ Endüstriyel Makinelerde En Çok Kazandıran İşler SSS, İpuçlarıÜniversite Öğrencileri için En İyi 5 Banka SSS, UygunlukOkul öğrencilere başkalarına yardım etmeyi nasıl öğretir? Öğretmenler el konulan bir telefonla ne yapabilir? Dersleri aksatmak için kullanan öğrencilerin telefonları öğretmenler tarafından ellerinden alınabilir. Ancak, gizliliklerini ihlal edeceğinden hiçbir öğretmen bunu kullanamaz. Öğretmeniniz telefonunuzun şifresini isterse, vermeyi reddedin çünkü telefonunuzu kullanıyorlarsa yasaları çiğniyorlar. Ayrıca, bir öğretmen telefonunuzu alırsa ve ardından gelen aramalara veya mesajlara cevap verirse, derhal müdüre haber vermelisiniz. Bir öğretmenden sonra telefonunuzu nasıl kurtarırsınız Bazı öğretmenler telefonunuzu geri almaya çalışırken sizinle işbirliği yapmak istemeyebilir. Her durumda, öğretmeninizle yüz yüze görüşmek en iyisidir. Üzgün ​​olduğunuzu ve bir daha sınıfta telefonunuzu kullanmayacağınızı açıkça belirtin. Mücadeleci görünmüyorsanız, telefonunuzu genellikle öğretmeninizden geri alabilirsiniz. Bununla birlikte, argümanınızın size merhamet kazandırmayacağını bilmeniz de önemlidir. Bir hata yaparsanız, her zaman kabul edin ve tekrar etmeyeceğinizi söyleyin. Öte yandan öğretmeniniz özür diledikten sonra telefonunuzu geri vermezse müdüre gidebilirsiniz. Kendinizi savunmaya çalışmayın; bunun yerine, çok net bir şekilde öğretmenin okulun kurallarını çiğnediğini söyleyin. Ayrıca reşit olmadığınızda öğretmeninizi anne-babanızla görerek telefonu geri vermesi için ikna edebilirsiniz. Ne de olsa telefon onlarındır, çünkü öğrenciler mal varlığına sahip olmak için yasal kapasiteye sahip değildir. Ancak anne babanızı yanınıza almanın öğretmeninizle olan ilişkinizi zedeleyebileceğini anlamalısınız. Daha fazla oku Transfer Öğrencisi Olarak Nasıl Arkadaş Edinilir Sebepler, SSS, Adımlar Sınıfta Nasıl Düzgün Davranılır Derse bir telefon alıp derslerde kullanmak, sizi sürekli olarak sıcak suya sokabilecek şeylerden biridir. Ancak, iyi haber şu ki, pes etmenize gerek yok. akademik hedefler Sırf hareketsiz oturmakta veya sınıfta dikkatinizi vermekte zorlandığınız için. Gittiğiniz okula rağmen, aşağıdakileri yaparak harika bir öğrenme deneyimi yaşayabilirsiniz 1. Dikkat edin Derse tam olarak katılmalı ve diğer öğrencileri çalışmalarını yapmaya ve etkili bir şekilde öğrenmeye teşvik etmelisiniz. Zeki bir çocuk sınıfa hazırlıklı gelir, proaktiftir, rahattır ve sohbet etmeye ve yardım teklif etmeye isteklidir. Okulun ilk birkaç gününde, bir müfredatta veya resmi bir sözleşmede taleplerin yazılı veya sözlü olarak ortaya konması yaygındır. Genel bir kural olarak, öğretmeninize bağlı kalın ve tavsiyelerine uyun. Ayrıca çeneni kapalı tut, zamanında okulda ol ve başını belaya sokacak arkadaşlarınla ​​oturmaktan kaçın. 2. Konuşmak istiyorsanız elinizi kaldırın Bir soru sormak veya bir şey iletmek istediğinizde iş arkadaşlarınıza sadece bağırmayın. Her şey açıklığa kavuştuğunda, elinizi kaldırın ve konuşmaya başlayın. 3. Yapmanız gereken zamanlarda çalışın Okuldayken, çalışkan olmalısın. Size fırsat verildiyse, okul çalışmalarınızı rahatlama zamanı olarak kullanmak yerine okulda yapın. 4. Eğitmeninize danışın Öğretmenlerin, ne yapmaları gerektiğine dair açık talimatlar vermek veya onları harekete geçirebilecek durumlardan kaçınmak gibi, öğrencilerin sınıfta daha iyi davranmalarına yardımcı olabilecek birkaç yolu vardır. Bu yüzden okulda zorlanıyorsanız öğretmeninizle görüşmekten korkmayın. 5. Not alın Tartışılan konuların izini kaybetmemek için sınıfta not almak önemlidir. Konsantre olmakta güçlük çekiyorsanız, ders sırasında en alakalı noktaları yazın. Testi bilmeniz gerekmese bile, her şeyi not almayı ihmal etmeyin. Gerekirse, kendinizi yolunda tutmak için onlara geri başvurabilirsiniz. 6. Derse hazırlanın Gerekli malzemelerle hazırlanmazsanız ve planlanan zamanda size verilen koltuğa oturmazsanız, konsantre olmanız imkansızdır. Kendinizinkini unuttuğunuz için bir kalem veya bir kağıt istemek zorunda kalmanız, sınıf itibarınızın başına gelebilecek en kötü şeydir. Ayrıca, söz konusu ders kitabı veya kitaplara sahip olmak normalde her sınıf için gereklidir. Bu nedenle, sınıf dışına gönderilmemek için kendinizinkini evde unutmayın. 7. Sınıf sohbetinin bir parçası olun Sınıf tartışmalarına katılmaya alışkın değilseniz, davranışınızı değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Bir soruya cevabınız varsa elinizi kaldırın ve sınıf tartışmalarına katılın. Her zaman sorunla ve diğer öğrencilerinizle etkileşim kurmanın bir yolunu bulmaya çalışın. “Öğretmenler Telefonunuzu Alabilir mi?” Konusunda Sıkça Sorulan Sorular Sınıfta telefona izin verilmeli mi?Sınıfta cep telefonlarına izin verilirse, öğrenciler daha fazla materyale erişebilecekleri için sınıf tartışmalarına daha fazla dahil olacaklardır. Bilgiyi saniyeler içinde bulabilmek gibi teknolojiyi kullanmanın çeşitli avantajları vardır. Telefonlar sınıfta dikkat dağıtıcı mı?Öğrencilerin sınıftaki cep telefonları ve diğer cihazlar tarafından dikkatlerinin dağıldığına dair çok az şüphe var, ancak yeni araştırmalar, sınıfta elektronik cihazların kullanılmasının öğrencilerin notlarını daha da kötüleştirebileceğini gösteriyor. Bazı öğrenciler için bu not geçme ve kalma arasındaki farkı temsil edebilir. Telefonlar sosyal becerileri nasıl etkiler?Cep telefonları sosyal etkileşimleri iki şekilde bozar Birincisi, sözünün kesilmesine aldırmayacağın şeyler hakkında konuştuğun için konuştuklarının kalitesini düşürür ve ikincisi, insanların birbirlerine karşı hissettikleri empatiyi düşürür çünkü senin konuşmanı bölerler. konuşma. Öğretmenler telefonunuzu alabilir mi?Öğretmenlerin telefonunuzu ellerinden almaları tamamen yasaldır, ancak siz onlara izin vermediğiniz sürece içeriğini karıştırmaya yetkileri yoktur. Bir öğretmenin izniniz olmadan cep telefonunuzdaki kişisel bilgilerinizi araması yasalara aykırı olduğu gibi, size bunu yaptırmaları da yasalara aykırıdır. Sonuç Telefonunuzu sınıfta kullanıyorsanız, öğretmenler telefonunuza el koyabilir. Uzun vadede, senden saklayamazlar. Çoğu zaman, bir seferde sadece birkaç gün tutabilirler. Ancak, bu okulun davranış kurallarına dayanmaktadır. Aksine sınıfta telefonunuz sizden alınırsa özür dilemeli ve kibarca öğretmenden telefonunuzu geri vermesini talep etmelisiniz. Samimi ve pişman görünürseniz, öğretmen size memnuniyetle geri verecektir. Telefonu geri almak için öğretmeninize hakaret etmeye çalışmayın; sizi sadece çok daha büyük bir problemin içine sokar. Her şeyden önce, telefonunuzu sınıfa getirmekten kaçınmanın çalınmasına karşı en iyi savunma olduğunu unutmayın. Harika olan; Umarım bu makale sorunuza cevap olmuştur. Editörün Tavsiyeleri Diploma Olmadan İyi Para Kazanan 10 Düşük Stresli İş Anlamı, SSSAnesteziyoloji için En İyi 10 Okul Adımlar, Faydalar, SSSNijerya'daki En İyi 8 Tıp Okulu Süre, Gereksinimler, SSSLetonya'daki En İyi Hukuk Okulları Süre, Hukuk Sistemi, SSSÇevrimiçi Kız Arkadaş Olmak İçin Nasıl Para Alınır Web Siteleri, İpuçları, SSS Bu makaleyi iyi bulursanız, lütfen bir arkadaşınızla paylaşın. Kelime savaşı oyunu en çok oynanan oyunlar arasında yer alıyor. İki kişi ile online karşılıklı olarak oynan oyunda genel kültürüne güvenen binlerce kişi yarışıyor. Kelime savaşı oyunundan iki yarışmacı arasında bilgisayar tarafından yöneltilen soruya en fazla cevap bulan kişi oyunda avantaj elde ediyor. İki kez üst üste sorulan sorulara en fazla doğru yanıt veren isim ise oyunu kazanıyor. Peki Kelime savaşında sorulan Yere serilen şeyler, açılan, bozulan, binilen, kesilen şeyler nelerdir?YERE SERİLEN ŞEYLER NELERDİR? KELİME SAVAŞI SORU VE CEVAPLARIMİNDERYORGANHALIKİLİMHAVLUŞİLTEDÖŞEKYATAKYOGA MATIAÇILAN ŞEYLERKUTUKALEMAMBALAJSAÇYARAMASASOFRAKABAK ÇİÇEĞİKAPI TELEFONZARFPAKETDÜKKANZARFKAVANOZPENCEREZARFSANDIKBOZULAN ŞEYLERİNSANYEMEKSAATBİLGİSAYARYOĞURTSÜTEKMEKSAATTELEFONKUMANDAKULAKLIKABDESTMORAL DİLBİNİLEN ŞEYLERTRENEŞEKGEMİOTOBÜSDEVEARABABİSİKLETKAYIKFAYTONDÖNMEDOLAPSALINCAKMETROBÜSTRAMVAYKESİLEN ŞEYLEREKMEKSÖZİŞTAHSAÇPASTAKARPUZKAVUNHARAÇKURBANAHKAMTIRNAKSAÇÖKSÜRÜK Okul bütünlüğünde öğretmen, öğrenci ve sınıf var iken ara sınıfların birleştirilmesi işlemi; yeni norm fazlası öğretmen meydana getirmekte, personel boyutunda atıl kapasite yaratmaktadır. Halbuki ara sınıflarda mücbir sebep olmadıkça sınıf birleştirme işlemi yapılamaz ancak ve ancak eğitim öğretimin başında sınıf planlamalarını yapıldığı zamanlarda; 1. sınıf, 5. sınıf ve 9. sınıf oluşturuluyor iken öğrenci sayılarını ilgili mevzuatta yazan sınırlar içinde belirlenmesi gerekmekte fakat sınıf oluştuktan sonra ve yasal olarak sınıfta bulunması gereken öğrenci sayısının altına düşmedikçe ara sınıflar birleştiremez. MEB, sınıf oluşturmada üst sayılar belirlemelidirMilli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün tarih ve 13381884 sayılı ve "Sene Başı İş ve İşlemleri" konulu yazısının 2. maddesindeki; "Kayıtlarda bir sonraki eğitim ve öğretim yılında zorunlu eğitime başlayacak çocuklar ile okulun bulunduğu kayıt alanındaki çocuklara öncelik tanınması esastır. Okul müdürlüklerince e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi içerisinde aday kayıt listesinde öğrenci olup olmadığı kontrol edilecek, varsa bu öğrencilerin kesin kayıt işlemleri ivedilikle tamamlanacaktır. Şubeler oluşturulurken, öğrenci sayısı yönetmelikte belirtilen otuz sayısı dolmadan yeni şube açılarak gereksiz kontenjan ve norm oluşturulmayacak, buna rağmen kontenjan boşluğu olması ve kayıt alanı dışından kontenjan boşluğu için başvurunun mevcut kontenjandan fazla olması durumunda, e-okul Yönetim Bilgi Sistemi aracılığıyla kura çekimi yapılacaktır." açıklamasında yer alan "yeni şube açılarak gereksiz kontenjan ve norm oluşturulmayacak," açıklaması ara sınıfları ilgilendirmeyip birinci sınıfları ilgilendirmektedir. Bu yazıya atıfta bulunularak açılmış olan ara sınıfları birleştirme yoluyla kapatmak öğrencilerimizin öğretmenlerinden ayrılmalarına ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Kısacası ara sınıfların pedegojik olarak kaptılmasında kamu yararı bulunmamaktadır. İlköğretimde sınıftaki öğrenci sayıları ne kadar olabilir?Bu uygulama zincirleme olarak okuldaki tüm sınıfların hizmet puanlarına bağlı olarak öğretmenlerinin değişmesine yol açacağından öğrencilerimizin öğretmenlerinden ayrılmalarına ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Dolayısıyla pedagojik açıdan ara sınıfların birleştirilmesinde kamu yararı, öğrenci ve öğretmen yararı bulunmamaktadır. Hiç kimse normalde kendi çocuğunun öğretmenin değişmesini istemez. Bunun yanında mevcut sınıfların bölünerek yeni sınıflar oluşturulmasında da kamu yararı yoktur. Açılacak olan 1. sınıf, 5. sınıf ve 9. sınıfların hedeflenen 30 öğrenci sayısının üstünde ve 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 50. maddesindeki; "Birleştirilmiş sınıflar da dahil olmak üzere bir öğretmene düşen öğrenci sayısı 40 dan fazla olamaz." hükmü gereği 40'ın altında olması gerekmektedir. MEB Bir sınıftaki öğrenci sayısı 40 öğrenciyi geçemezBoş sınıflarımız ve norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerimiz var iken okullarımızda eğitim ve öğretim hizmetlerinin gerekli ve yeterli personelce yürütülmesi, personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyaç duyulan okul ve kurumlara yönlendirilmesi ve verimliliğe dönüştürülmesi için ara sınıfların birleştirilmemesi gerekmektedir. Ara sınıflar birleştirilerek öğretmenler norm fazlası yapılamazOkul bütünlüğünde öğretmen, öğrenci ve sınıf varsa ara sınıflar pedagojik açıdan kapatılamazlar veya birleştirilemezler. Ara sınıflarda sınıf birleştirme veya kapatma işlemi sadece mücbir sebeplere dayanılarak yapılabilir. Mücbir sebepler ise sınıf ihtiyacı, öğretmen yokluğu ile tarih ve 30106 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinin "Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarının açılması" başlıklı 6. maddesi 2. fıkrası b ve c bendindeki; "2 İlkokul açılabilmesi için; "b İlkokullarda en fazla 32 derslik, 1 inci sınıf için en az 10 öğrenci, görsel sanatlar atölyesi ve/veya, müzik dersliği, fen dersliği, spor veya drama salonu bulunması, gerekir. c Ulaşım şartlarının elverişsiz olması veya öğrenci velilerinin tamamının çocuklarının taşıma yoluyla eğitime erişim kapsamında öğrenim görmelerini istememeleri durumunda ilkokul 1-4 üncü sınıflarda öğrenci sayısının toplamda en az 8 olması ve valilikçe gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça bu ilkokulların açık kalması sağlanabilir." hükümlerine göre öğrenci sayısının sınıf kapatma sayısı olan 10 ila 8'in altına düşmesiyle mümkündür. tarih ve 30106 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma Ve Ad Verme Yönetmeliğinin "Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarının açılması" başlıklı 6. maddesi 4. fıkrasındaki; "4 DeğişikRG-10/9/2018-30531 Ortaokul ve imam hatip ortaokulu açılabilmesi için en fazla 32 derslik, 5 inci sınıfta en az 20 ya da toplamda 40 öğrenci, fen dersliği, Değişik ibareRG-14/2/2019-30686 görsel sanatlar atölyesi ve/veya müzik dersliği, teknoloji ve tasarım atölyesi ile spor veya drama salonu bulunması gerekir." hükümlerine göre öğrenci sayısının ortaokul 5. sınıflarda en az 20 olması gerekmektedir. Tarihli ve 29072 Sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğin "Nakil" başlıklı 12. maddesi 10. fıkrasındaki; "10 DeğişikRG-16/6/2016-29744 İlköğretim kurumlarında sınıf mevcutları otuzun altında kalan okulların boş kontenjanları derslerin başladığı haftanın ilk iş gününde e-Okul sisteminde ilan edilir. Bu okullara kayıt alanı dışından öğrencisini nakil ettirmek isteyen velilerin başvuruları derslerin başladığı ilk hafta içerisinde e-Okul sistemi üzerinden alınır. İkinci haftanın ilk iş günü yapılan nakil başvurularının boş kontenjandan fazla olması durumunda, nakil ile gelecek olanlar e-Okul sistemi üzerinden kura çekilerek belirlenir ve ardından bu kişilerin nakilleri yapılır." hükümlerine göre sınıf mevcutlarının üst sınırının 30 olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu konuda ilkokullar hazırladığımız dilekçe örneğini bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız. Bu konuda Ortaokullar hazırladığımız dilekçe örneğini bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız. Ahmet KANDEMİR Instagram'dan takip etmek için tıklayınız Şimdi hep beraber şöyle bir sahne hayal edelim. Her sabah servise yetişme telaşı aile için bir kâbusa dönüşen ve bu süreçte çaresiz annenin işe yaramadığını bildiği halde aynı lafları tekrar tekrar söylediği ve sonunda işi tehdit bağırma ve çocuğu çekiştirme noktalarına kadar sürdürdüğü bir sabah senaryosu… Bu senaryonun kahramanı farz edelim Can, annesini canından bezdirecek kadar yavaş, umursamaz ve kendi ilgileri ile meşgul bir şekilde farkında olmadan anneyi çıldırtmaktadır. Annenin sürekli uyarıları ile sonunda odasına gidip ayakkabısını alacakken yerde dün akşamdan ortada bıraktığı kamyonunu bulup bir elinde bir kamyon öbür elinde ayakkabının sadece bir teki ile koridorda annesine çarpar. Anne artık bıkmış halde neden hâlâ ayakkabısını giymediğini sorduğunda elindeki ayakkabının tekini fark eder ama annesinin yüzüne sanki ayakkabı sözünü hayatında ilk defa duymuş gibi anlamsızca bakar. Anne artık son bir hırsla tüm eksikleri tamamlar ve Can’ı servise bir an önce atıp kafasını dinlemek istemektedir ki 5-6 saat sonra çocuk dönünce ikinci raunda hazır olabilsin. Tabii sonra okuldaki senaryo başlar . Can, o gün yine ev ödevini getirmemiştir. Zaten ya tahtadan ödevi çekmemekte ya da çekip eve getirse bile yapmayı unutmakta ya da zorlandığı için bırakmakta ya da en iyi ihtimalle yapmış olsa bile okula geri götürüp öğretmene vermeyi unutmaktadır. Bugün yine aynı şey olmuş çocuk ödevi yapmış olduğu halde evde unutmuştur. Ve çaresiz anne bunu çocuğu servise yolladıktan sonra fark etmiş olmanın kızgınlığı içinde sigara üstüne sigara içmektedir. Çünkü hem Can’ın başarısız olacağına üzülmekte hem de ne ilgisiz anne diye tanımlanacağından çekinmektedir. Can da öğretmen ödevleri toplarken arkadaşlarının acımasız şakalarını dinleyerek kendini öyle olmadığı halde aptal gibi hissetmektedir. Bir ödevini bile okula getirmekten acizdir. Tabii öğretmen de bu ödevin yapıldığına inanmamaktadır. Öyle ya yapılsa gelirdi. Zaten bu çocuk tüm ders boyunca bir yere düşürdüğü silginin peşinde giderek bir kitaptaki sayfayı bulma çabası içinde herkesi rahatsız ederek, dikkati dağıldıkça ulaşabildiği mesafedeki tüm çocukları taciz ederek sınıfın düzenini bozmaktadır. Elinde sürekli bir şey çevirip durmakta sanki boş kalırsa, elini kolunu meşgul etmeden duramayacak gibi gözükmektedir. Hadi kendi kendine bunları yapsın da bir de diğer çocuklara bulaşmasa çok iyi olacaktır. Ama derse dikkatini veremedikçe, tahtadaki yazıyı iyi niyetle defterine çekmek için başlasa bile satırları takip edemediğini fark edince bırakıp komiklikler yapmaya, hani beni aptal buluyorsunuz ya alın ben de size aptallıklar yapayım der gibi şaklabanlıklar yapmaya başlamaktadır. Zaten onun bu zayıf tarafını fark eden diğer çocuklar da fırsat buldukça ona bu hareketleri yaptıracak zeminleri yaratıp aradan çıkıvermektedirler ve kabak yine Can’ın başına patlamaktadır. Ama bu çocuk davranışlarının sonucundan ders çıkarmak da zorlandığı için bu davranışını da doğru değerlendirememekte ve bir saat sonra aynı oyuna yine gelebilmektedir. Neyse ki dersler 45 dakikayı geçmediği için bu çaresiz öğretmenin ıstırabı da bitecektir ama tüm öğretim hayatı boyunca bu sıkıntıyı yaşayacak olan Can’ın sıkıntısı kolay kolay geçmeyecektir. İsterseniz şimdi Can gibi bir çocuğun anaokulundan ortaokula kadar ne tür güçlükler yaşadığı ve etrafa yaşattığının üstünden geçip sonra da bunlarla ilgili olarak neler yapılabileceğinden bahsedelim. Hiperaktivite ve dikkat problemi olan çocukların aileleri genellikle çocuklarının okul performansından çok kaygılıdırlar çünkü anaokulundan itibaren bu çocuklar ile ilgili şikayetler duymakta çocuklarının dikkat sürelerinin çok kısa olduğunu, var olan dikkatlerinin çok çabuk dağılabildiğini ve dikkatlerini tekrar toplamanın gerçekten çok güç olduğunu bilmektedirler. Bozucu davranışlarının yoğun olduğunu, dersi dinleme ve takip etmekte zorlandıklarını bilmektedirler. Tabii bu özellikler sınıflar ilerledikçe ve çocuk büyüdükçe değişmektedir. ANAOKULU VE AŞIRI HAREKETLİLİK VE DİKKAT PROBLEMİ OLAN ÇOCUK Pek çok hikâyede aile yuva yaşı geldiğinde çocuğunda bir problem olduğunu kolayca fark eder. Çünkü çocuk sınıfta kendini kontrol etmekte güçlük çekmektedir. Öylesine hareketli ve dürtüseldir ki öğretmenlerinin başa çıkması çok zordur. Diğer çocuklarla oyuncak paylaşmak ya da birlikte bir şey yapmak konusunda zorlanmakta ve bu durumda kolayca saldırgan davranışlar gösterebilmektedir. Dolayısı ile sık sık okula çağrılan ebeveynler artık bu duruma şaşırmazlar. Çünkü kendileri de evde benzer sıkıntıları yaşamaktadırlar. Öğretmenler kullandıkları cezaların ya da tehdit veya verilen güzel sözlerin bu çocukta işe yaramadığını görmektedirler. Çünkü bu tür teşebbüsler çocuğun zayıf içsel kontrolü ve olgunlaşmamış tepkileri ile püskürtülmektedir. Tüm bu sıkıntılar ve okul ile ortak bir çözüm üretemeyen ailelerde genellikle daha saldırgan ya da korumacı tutumlar geliştirerek çözümsüzlüğe doğru gitmekte sonunda okul aileye çocuğunu çekmesini önermektedir. Yeni okul arayışları genellikle benzer yaşantıları getirmekte, aile durumlarını anlayan ve yardımcı olmak ya da göz yummak için çaba sarf eden bir okul müdürünün himayesine sığınana kadar sürmektedir. Tabii aslında amaç göz yummak değil durumu tamamen değiştiremesek bile çaba sarf etmek olmalıdır. Ama böyle okullar da pek kolay bulunamamaktadır. Böylece çocuk daha çok erken yaşta birkaç tane okul deneyerek eğitim hayatına başlamış olur. İLKOKUL YILLARI Çoğunlukla hiperaktiviteden çok dikkat problemi ön planda olan çocuklar ilkokul yıllarında daha kolaylıkla tespit edilebilirler. Çoğunlukla hazırlık sınıfı öğretmenleri, aileleri çocuğun birinci sınıfa hazır olmadığı konusunda uyarırlar. Ancak uygun müdahaleler yapılmadığı müddetçe çocuk bir sene geç gitse bile okula uyum sağlaması zor olabilmektedir. Yıllar geçtikçe çocuğun problemi sınıf öğretmenlerinin değişen tutum ve yaklaşımlarına göre de şekil alır. Okuldaki eğitim yükü arttıkça gereken konsantrasyon becerileri ve organizasyonel beceriler ve motivasyon ihtiyacı da artmaktadır. Bu yıllarda hiperaktivitesi ile değil de dikkat problemi ile ön plana çıkan çocuklarda öğrenme güçlüğü tespit etme ihtimalimiz de çok daha fazladır. Bu oran yani öğrenme güçlüğüne rastlama oranı dikkat problemi görülen çocuklarda %25′tir. İlkokulda çocuk öğretmenin yönlendirmelerine uymakta, çalışmaya başlamak zor olmakta ve bitmeyen ödevler yığılabilmektedir. Bu kadar yoğun organizasyonel beceriler yaşayan, yazacağı kağıdı kalemi toparlayamayan, hangi kitaptan çalışacağını bilemeğen bir çocuğun başarılı olmasını beklemek çok zordur. İlkokulun ikinci yarısında sosyalizasyon problemleri öğrenme problemlerinin önüne geçer. Sosyal beceri çalışmaları göstermektedir ki dikkat probleminden çok hiperaktivitesi ön planda olan çocuklar sınıf arkadaşları tarafından istenmemektedirler. Çünkü genelde davranışları sert, bozucu ve yaşına göre uygunsuzdur. Sosyal kurallara uyamadıkları, sıra beklemekte, söz almakta zorlandıkları için ve de toplumdaki yazılı olmayan kuralları anlayamadıkları için arkadaş ilişkilerini sürdürmekte zorlanırlar. Tekrarlayan akademik başarısızlıklar, sosyal dışlanma ve öğretmenler ve ailelerden gelen eleştiriler zaman içinde çocuğun kendine olan güvenini son derece kötü bir şekilde zedeler. Bu çocuklar uzun yıllar süren başarısızlık ve itilmeler sonucu kendine güvensiz, endişeli ve depresif bir ruh hali içinde kafalarında pek çok şüphelerle ortaokul kısmına başlarlar. ORTAOKULDA HİPERAKTİVİTE VE DİKKAT PROBLEMİ Maalesef bu problem çocuk ergenliğe girince de devam etmektedir. Bazen semptomlar şekil değiştirebilmekle beraber dikkat süresi, dürtü kontrolü ve organizasyonel becerilerde yaşanan problemler çok zor değişmektedir. Dersler gittikçe daha anlamsız ve zor gelmektedir. Düzene duyulan önem gittikçe daha da azalmaktadır. Ortaokulda daha çok öğretmenin çocuğun hayatına girmesi ile uyum sağlamak gereken çok daha fazla durum ortaya çıkmıştır ve çok daha fazla sorumluluk taşımak gerekmektedir. Ders programı her gün değişmekte ve bir takım ekstra faaliyetler araya girebilmektedir. Belli bir süre sonraya tamamlanması gereken ödevler ya da projeler kısa çalışmalar söz konusu olmuştur. Daha fazla okuma, hafıza ve anlama becerisi gerekmektedir. Bu tür işleri yerine getirebilmek yoğunlaşabilmeyi, sürekliliği ve güçlü bir motivasyonu gerektirmektedir. Zaten bu becerileri ile ilgili problem yaşayan hiperaktif ergen için bir de sıklıkla değişen ruh halleri üstüne eklenince okul hayatı daha da zor olmaktadır. O güne kadar teşhis konmamış çocuklar bu yaştan sonra bir problemleri olduğunu duyduklarında bazen bu fikre alışmakta zorlansalar da çoğu büyük bir rahatlama hissetmektedirler. Böylece yıllardır kendilerinde hissettikleri farkların bir adı olduğunu ve aslında aptal falan olmadıklarını miyopluk, çocuk felci vs gibi bir probleme sahip olduklarını anlamaktadırlar. Ortaokulun dikkat problemi olan çocuk için ne ifade ettiğini anlamak için 6-7 değişik işte aynı anda çalıştığınızı ve her bir patronunuzun diğer patronların ne kadar çok iş verdiğini bilmeden yeni işler yığdığını düşünün. Bu işi yetiştirebilmek için eve de iş götürmek zorunda olduğunuzu ve ertesi sabah erkenden yine işe yetişmek zorunda olduğunuzu farz edin. Bu işi yapmak için sürekli oturmak zorunda olduğunuzu sadece çok kısa aralar verebileceğinizi ve aynı tempoyu her gün tekrar edeceğinizi düşünün. Tüm işlerin tek bir yerde yapılmadığını hepsi için zaman zaman değişik yerlere gitmek gerektiğini ve o işle ilgili malzemelerin oralara unutmadan taşınması gerektiğini ayrıca bu iş yerlerinin zaman zaman dikkati kolayca dağıtacak kadar gürültülü hareketli olduğunu hayal edin. Ayrıca bu işleri yaparken hiçbir seçme şansınızın da olmadığını ve önünüze ne konursa onu yapmak zorunda olduğunuzu ve genellikle de kısıtlı ilgi alanlarınızla alakasız işler sunulduğunu farz edin. Üstelik tüm bunların sonunda da hiçbir kazancınız olmadığını düşünün. Böyle bir işte çalışmanın size ne ifade ettiğini düşünüyorsunuz. Çok kötü bir tablo değil mi? Ama her zaman bu kadar kötü olmak zorunda değil. Çocuk için bir takım düzenlemeler yapılırsa çocuğun algılamasını değiştirmek mümkün olabilecektir. Ancak bunun için çevre dostu ürünler çıkarıyorlar ya onun gibi Hiperaktivite Dostu’ öğretmenler bulmamız gerekmektedir. Çünkü bu iş için gerçekten bu çocukların problemlerine merak duyan, bunun yaramazlık veya terbiyesizlik değil bir problem olduğunu kabul eden, yardım etmek için yapacağı değişikliklerin sınıftaki kontrolünü kaybetmesine sebep olacağı hislerine kapılmayan, dersleri farklı duyuları kullanarak öğrenmelerini sağlayacak şekilde canlı ve yaratıcı anlatan ama aynı zamanda da iyi organize olabilen, esnek ve yeni yöntemleri öğrenmeye açık, kendisini de çocuklar için ilginç ve eğlenceli yapabilen ve en önemlisi çocuğun problemini onun yüzüne vurmak için değil ona yardım etmek için aklında tutan öğretmenler gerekmektedir. En en en önemlisi de sabırlı öğretmenler bulmak gerekmektedir. Bunun da herkes için çok kolay olmadığını söyleyebiliriz. Eğer bir öğretmen bu özelliklerin en azından bir kısmına sahip değilse bu tarz eğitimlerin onlarcasını da dinlese bu konuda çocuğa yardım etmesini sağlamak zor olmaktadır. Ama yardım etme merakını taşıyan öğretmenler için, şu üç alanda düzenlemeler yapmak gerektiğini söyleyebiliriz * fiziksel çevrenin düzenlenmesi * ders yükünün düzenlenmesi * sosyal çevrenin düzenlenmesi FİZİKSEL ÇEVRENİN DÜZENLENMESİ Sırayla gidersek ilk müdahale edilecek konu çevrenin çocuğun handikapına göre düzenlenmesi olacaktır. Çünkü bu çocuklar asıl dikkat etmeleri gereken konulara değil ama aklınıza hiç gelmeyecek lüzumsuz detaylara kolaylıkla takılabilmektedirler. Gürültü ve karışıklık çocuğu çok kolayca dağıtabilmektedir. Bu nedenle; ☻ Dikkat problemi olan çocuk mümkün olduğunca sınıfın hareketli noktalarından mesela pencere kenarı kitap rafları çöp kutusu vs gibi zaman zaman çocukların kullanabildikleri yerlerden uzak oturtulmalıdırlar. ☻ Örneğin en az bir taraflarının duvara dayalı olduğu ve etraflarından da iyi rol modelleri olabilecek çocukların olduğu bir köşe çocuğu en az rahatsız edecek köşe olacaktır. ☻ Gürültü ve uğultu ile dağılan çocuklar için kulaklıkla müzik dinlemesine ve bir yandan da problem çözmesine izin verilebilir. Burda amaç çocuğa keyifli anlar yaşatmak değildir. Sadece daha iyi konsantre olmasını sağlamaktır ve bu durum çocuğa da sınıfa da bu şekilde açıklanmalıdır. Ayrıca kulaklıkla dinlenen illaki de bir müzik olmayabilir sadece okyanus dalgalarının sesinin veya ormandaki seslerin kaydedildiği doğa kasetleri de dinletilebilir. Tabii burada bir süre neyin uygun olduğunu anlamak için çalışmak gerekecektir. Bu çocuklar kendilerini zaman ve mekan içinde oryante etmekte zorlanırlar. Küçüklüklerinden beri önce-sonra, mevsimler ve saat gibi kavramları öğrenmekle ilgili problemleri vardır. Zamanı anlamakta zorlanan bir çocuk için gün içindeki faaliyetlerin sırasını takip etmek, birinden diğerine geçişleri yapmak çok zor olabilmektedir. Bunun için yapabileceğiniz düzenlemeler şunlar olabilir ☻Çocuğun sırasına bir aylık program hazırlayın daha küçük çocuklar için haftalık olsun ve bu program mümkün olduğunca net ve açık hazırlansın. Mesela günler bir renkle, matematik dersi başka bir renk, Türkçe dersi vs. başka renkle yazılsın, her biri bir kutu içinde olsun ve öğretmenler kendi dersleri ile ilgili gelmesi gereken bir malzeme, ödev varsa veya sınav olacaksa tarihlerini bu kutuların içine yazsınlar ya da ilk başlarda sıkı bir kontrolle çocuğa yazdırsınlar. ☻Bu takvimin bir benzerini de aile çocuğun odasında evde bulundursun. Programda yapılacak her türlü değişiklik bu çocuğun takvimine işlensin. Böylece çocuk görsel olarak hangi derse gireceğini hangisine girmeyeceğini, ne malzemeler hazırlaması gerektiğini bilsin. ☻Ancak bu tür düzenlemelerin işe yaraması için en az üç hafta sıkı bir süpervizyon, sıkı bir aile okul işbirliği ve çocuğu motive edecek bir takım ödüller gerektirdiğini unutmamak gerekir. Bu çocuklar basit bir işi yaparken bile kolaylıkla dağılabildikleri, hattâ verilen komutu yerine getirmek için dikkatlerini o işin bitimine kadar canlı tutamadıkları için derste verilen işleri genellikle bitirememektedirler. Çünkü genellikle sözel algıları daha zayıf geliştiği için sözel komutlar dikkatlerinden daha çabuk kaçabilmektedir. Bunun için Çocuklara derste mesela çözmeleri gereken on tane soru verirken dikkat problemi olan çocuğa belki beş tanesini çözmesini isteyeceksiniz. Ve bunu daha da belirgin hale getirip soru kitabındaki 5 sorunun yanına kırmızı kalemle işaret koyacaksınız ve bu bitince ne olacağını bilmek ihtiyacını taşıyan çocuğa sonra ne yapacağını söyleyeceksiniz ya da daha ufaksa küçük bir resimle masasına işaretleyeceksiniz. Bu da mesela gidip öğretmenler odasından sınıf defterini getirmek olacak. Bu şekilde bir düzenleme yaparak ne elde etmiş oluyorsunuz? Çocuğun şu ihtiyaçlarına cevap veriyorsunuz Ne kadar iş yapacağım? Ne iş yapacağım? Ne zaman bitmiş olacak? Bittikten sonra ne yapacağım? Aslında bu sorular hepimizin bir işe girmeden önce bilmek istediğimiz şeyler değil midir. Tamam hiperaktif ve dikkat problemi olan çocuk bir işe girmemektedir ama çevredeki normal akıştan bu sonuçları çıkaramadığı için bu sonuçların ona bizim tarafımızdan verilmesi gerekmektedir. Yine bu çocuklar yaşıtlarının iş yükü ve temposu ile başa çıkabilmek için iki misli çaba harcamak zorundadırlar ve bu zorlanmalar da onların dikkatini daha çabuk dağıtmaya sebep olabilmektedir. ☻Bu nedenle onları daha çok fiziksel çaba gerektiren işlere yönlendirmek faydalı olacaktır. Daha önceki örnekte olduğu gibi çocuğu belli görevler için yollamak ama gerçekten de bir iş yaptırmak iyi bir dikkat egzersizi hem de çocuk için bir deşarj olacaktır. ☻Ancak sınıftan çıkıp yapacağı işi bir yana bırakıp, dersin sonunda geri gelmesini engellemek için yine somut hedefler koymak gerekebilir. Mesela çocuğun masasına bir kum saati bırakılabilir. Kum saati dolmadan geri dönmüş olması gerekmektedir. Ya da eline bir kronometre verilip o çalmaya başlamadan dönmesi istenebilir. Yani başlangıçta hiçbir şey sıkı hedefler konmadan ve kontrol edilmeden gerçekleştirilmemelidir. ☻Daha çok tenefüse ihtiyaç duydukları için bu çocuklara tenefüse çıkmama ya da eksik kalan dersini tenefüste tamamlama gibi cezalar vermemeye çalışın. DERS YÜKÜNÜN DÜZENLENMESİ Yukarda da bahsettiğimiz gibi aşırı hareketlilik ve dikkat problemi olan çocuklar, aynı işi yapmak için diğer çocuklara kıyasla daha somut görsel ipuçlarına ve sıkı bir takibe ihtiyaç duymaktadırlar. Sınıf ve ev arasındaki ders trafiğinin de bu özel durumlar göz önüne alınarak düzenlenmesi gerekmektedir. • Örneğin ev ödevlerini yazmak için ayrı bir not defteri tutmak ve bu defterin uygulamanın ilk haftalarında her gün öğretmen ve anne tarafından imzalanarak kontrol edilmesini sağlamak mümkün olabilir. • Çocuğun farklı derslerin kitap ve defterleri arasında boğulmasını önlemek için her dersin kitap ve defteri tek renk kağıtla kaplanabilir. • Sırasının üstüne bir liste yapılıp sınıftan ayrılmadan önce kontrol etmesi gereken materyal, iş vs. gibi şeyler yazılabilir. • Bazen bu ev ve okul arasındaki trafik yükünü azaltmak için çocuğun iki set kitapa sahip olması bile önerilebilir. Böylece kitap unutmak ders yapmamak için bir mazeret olmaz. Zaten son derece deorganize çalıştıkları için dersin oldukça organize bir şekilde hazırlanmış olarak anlatılması gerek. Bu nedenle teknik aletlerden aldıkları hızlı feedback ve görsel uyaranlarla çalışmanın bu çocukların algısına uygunluğunun da eğitimde gözardı edilmemesi gerekir. • Çocuğun kafası oldukça karışık olduğu için dersin belli bir çerçeve içinde anlatılması gerekmektedir. Yani bilgisayarın önce formatlanması gerektiği gibi çocuğun da dersin başında bu derste ne öğreneceğini, hedeflerin ne olduğunu bilmesini sağlamak olayı kavramasını kolaylaştıracaktır. Nasıl ki çocuktan istenen davranışlarla ilgili somut hedefler koymak gerekiyorsa dersin sonunda ne bilmesi gerektiği ile ilgili somut hedefler baştan belirtilmelidir. • Derslerde not tutmakta, hızlı ve okunaklı yazmakta zorlanan çocuklar için bilgisayar kullanmayı teşvik etmek, ödevleri bilgisayarda hazırlamasını istemek önerilebilir. • Yine hızlı hesap yapmakta zorlanan ya da dikkat hataları yüzünden yanlış sonuç bulanlarda işleri kolaylaştırmak için hesap makinesi kullanmaya izin verilebilir. Ancak bu yöntem çocuk hesabın mantığını bildiği durumlarda kullanılmalıdır. • Yine bu çocuklar için sınıfta kolaylıkla dikkatleri dağılıp düşük sınav başarısı sağladıkları düşünülerek ayrı sınav yapma sistemi uygulanılabilir. Ayrıca mümkün olduğunca sınav sorularının yazılı olarak verilmesine gayret edilmelidir. SOSYAL ÇEVRENİN DÜZENLENMESİ Aşırı hareketlilik ve dikkat problemi olan çocuk için davranışlarını kontrol etmek çok zordur ve dürtüsel davranışlar ön plandadır. Toleransları da düşük olduğu için bu çocuklar yaşıtları ile arkadaşlık ederken oldukça zorlanmaktadırlar. Yukarıda saydığımız düzenlemeler veya her çocuk için uygun olabilecek daha farklı uygulamalar sisteme sokulduğu anda çocuğun davranış problemlerinde gözle görülür bir azalma olacağı beklenebilir. Ancak davranış problemleri ile başa çıkmak için başka önlemlere de başvurulmalıdır. • Bu nedenle her dönem okuldan bir öğretmenin, bu çocuk için koçluk yapması, ev ve okul arasındaki diyaloğun sağlanmasında, okulda çocuk için uygulanmasına karar verilebilecek yöntemlerin takibinde çok faydalı olacaktır. • Bu kişi çocuk ile her hafta başında o haftanın planını yaparak çocuğu haftaya hazırlayabilir ve hafta sonları da bir değerlendirme yapabilir. Hatta çocuğun davranışları ile ilgili olarak konulacak somut hedefler bir grafik olarak hazırlanıp hafta sonunda bu grafiğe yeni skorlar işlenebilir. Bu tarz somut değerlendirmelerle çocuğun kendi kendini değerlendirmesi oldukça motive edici bir yöntem olarak önerilebilir. • Yine çocuğu mümkün olduğunca herkesin önünde övmeye çalışıp eleştirileri de başkalarının şahit olmayacağı yerlerde yapmakta fayda vardır. • Genelde takdir edilecek şeyler yapmaktansa eleştirilecek davranışlar gösteren çocuklar çevresindekileri de hep negatif yorumlar yapmaya alıştırdıkları için olumlu şeyleri yakalamak çaba gerektirmektedir. Bunun için mesela o gün bu çocuğa 10 tane güzel şey söyleyeceğim diye karar verip cebinize mesela 10 tane çay fişi koyup her söylediğiniz olumlu şeyde bir fişi öbür cebinize geçirebilirsiniz. • Ya da çocukla ayrı bir yerde bir anlaşma yapıp ders sırasında mesela evet’ sözünü kullandığınız her seferinde durup uygun davranışlar içinde olup olmadığını kontrol etmesini isteyebilirsiniz. Bu davranışların ne olacağını da önceden beraberce somutlaştırmış olmanız gerekmektedir. • Cezadan çok ödüle daha iyi cevap verdikleri için bu çocukların davranışlarını düzenlemeye çalışırken yine somut olarak belirlediğiniz davranışları hedef alıp mesela normalde 10 defa yapıyorsa bir derste bunu 5 ile sınırlaması durumunda kazanacağı puanları önceden konuşabilirsiniz ve daha sonra kaç puanın ne tür bir ayrıcalığa tekabül ettiğini belirleyip bunları kazanması için motive edebilirsiniz. • Çocuğun diğer çocuklar tarafından dalga geçilmesini kendi tutumlarınızla engelleyebilirsiniz. Çünkü diğer çocukların tutumları biraz da öğretmenin problemi nasıl ele aldığı ve nasıl sunduğu ile ilgilidir. Mesela diğer çocukların dikkat problemi olan çocuğu ödev gruplarına almamaları durumunda, sakince bunun bir sosyal kulüp olmadığını söyleyebilirsiniz. Ancak işi ileri götüren çocuklara da buna izin vermeyeceğinizi açıkça belirtmelisiniz. • Bu çocukların kendilerine özgü becerilerini ve yeteneklerini ön plana çıkarmaya çalışın ve diğer çocukların da bunları takdir etmesini sağlayın. • Tüm bu esneklikleri gösterebilmeniz ve değişiklikleri yapabilmeniz için öncelikle bu durumun gerçekten şımarıklık veya kötü terbiyeden kaynaklanmadığını nörolojik veya psikolojik bir bozukluktan kaynaklandığını kabul etmelisiniz. Yazan Pedagog İnci Vural Tüm öğretmenler sınıfta iş birliği için öğrencileriyle birlikte kurallar koymalıdırlar. Beraberce üzerinde anlaşmaya varılan bu kurallarla, yalnızca öğretmenin değil çocukların çıkarlarına da saygı gösterilmiş çocukların arkadaş edindiği, derslere girdiği ve yeni değerleri öğrendiği bir yerdir. Sınıfta iş birliği, buna dahil olan tüm öğrenciler için olağanüstü düzeyde pozitif bir şey çocuklar okul arkadaşlarıyla sınıfta, aralarda dışarıda ve spor alanlarında eğlenceli vakit geçirirler. Bu aktivitelerin tümü değerlerin ve iş birliğinin kaybolmadığından emin olmak için bir öğretmenin gözetmenliği altında sınıfta iş birliğinin etkili olmasını sağlamaları, bir çocuğun karakterini pozitif bir şekilde etkileyen türden değerleri desteklemeleri açısından güvenilir. Huzurun egemen olduğu bir sınıf ideal bir öğrenme ortamı olarak görülmelidir ve öğrenciler bundan çok büyük ölçüde gereken bazı sorular şunlar olabilir Öğretmenler nasıl iş birliğinin hakim olduğu bir sınıf yaratmayı başarabilirler? Hangi stratejileri kullanmalılar? Öğretmenlerin çocukları motive etmede ustalaşmaları için neye ihtiyaçları var?Öğretmene, sınıfta ortaya çıkabilecek her durumda yardımcı olacak kuralların ve söz birliğinin olması önemlidir. Bu, sınıfı huzur, uyum ve sükunetin egemen olduğu bir yer haline getirmek için en çok kullanılan ve en etkili olan araçlardan öğretmenler sınıfta iş birliği için öğrencileriyle birlikte kurallar koymalıdırlar. Beraberce üzerinde anlaşmaya varılan bu kurallarla, yalnızca öğretmenin değil çocukların çıkarlarına da saygı gösterilmiş şeklinde bolca esneklik olmalı ve çocuklar iş birliğini bir oyunmuş, eğlenceli bir şeymiş gibi görmeliler. Doğru değerleri yavaş yavaş öğreterek, bir çocuğun eğlenme arzusu sağlıklı ve saygılı bir şekilde iş birliği Destekleyici 9 anahtarSınıfta iş birliği üzerine varılan anlaşmalar her zaman temel kurallarla başlamalı. Örneğin karşılıklı olarak üzerinde anlaşmaya varılan aktiviteler ve alışkanlıklar aşağıda tarif edilen iyi değerlere dayanmalı1. Konuşmak için izin istemekİş birliğinin kapsamının ötesinde, bu, temel bir iletişim kuralı olmalı. Bir sınıf arkadaşının sözlerine ve fikirlerine saygı duyulmasını desteklemek her zaman Sınıfta düzen ve temizlikSınıfı temiz ve düzenli tutmak, her gün bulduğunuzdan daha iyi bir şekilde bırakmak Söz dinleyinBu hem davranışlar hem de eğitim için geçerlidir. Öğrenciler öğrenmek için sınıfta bulunduklarını anlamalı ve bu amaçla çaba göstermeliler. Örneğin öğretmenlerini olabildiğince yanında planlanan aktivitelere öğrencileri dahil etmek de iyi bir fikirdir. Bu, onların kendilerini önemli hissetmelerini ve eğitim sürecinin değerli parçalarını görmelerini Hatalarınızı kabul edin ve onlardan ders alınBunu yapmak, hem öğrenciler hem de öğretmenler için zor olabilir. Ancak ne zaman hatalı olduklarını bilmeleri ve sorunu olabilecek en iyi şekilde çözmeleri için çok Her şeyden önce saygıÖğretmenler okula giderken her açıdan öğrencilerin birbirlerine saygı duymasını teşvik etmeliler. Buna sınıf arkadaşlarının eşyaları gibi materyal olarak önem taşıyan şeyler de dahildir.“Öğretmene, sınıfta ortaya çıkabilecek her durumda yardımcı olacak kuralların ve söz birliğinin olması önemlidir.”6. Zorbalığı yasaklayınBaşkalarına saygı göstermek sınıf hayatının temel kuralıdır. Alay etmeyi ve dalga geçmeyi yasaklamak kesinlikle çok büyük önem Şiddetin olmadığı bir alanİyi bir sınıf, huzur ve sükunetin egemen olduğu bir alan olmalıdır. Bu nedenle şiddete teşvik eden oyunları yasaklamak çok Düşünmeyi teşvik edinÇocuklar sınıf arkadaşlarına eşit bir şekilde yardımcı olmalı, ihtiyaçları olduğunda onlara el uzatmalı ve destek olmayı teklif etmelidirler. Gerçek arkadaşlığın temelinde bu Katılımcılığı destekleyinHem sınıfın içinde hem de dışında, katılımcılığı teşvik eden aktiviteler planlamak her zaman pozitif bir şeydir. Bu, sınıfta koyulan kuralların ve üzerinde hemfikir olunan anlaşmaların uygulanmasına yardımcı öğrencilerinin sağlıklı bir sınıf ortamında bulunmayı sürdürmeleri için, onları motive etmek üzere farklı stratejiler sorunları ve çatışmaları sınıfın dışında tutmak çok önemlidir. Öğrenciler sınıfı bir kaçış, güvenli bir alan olarak birlikçi bir ruh yaratmak çok zor olabilir ve herkesin bu süreçte üstüne düşen görevi yapması gerekebilir. Öğretmen, sınıfı olabilecek en iyi hale getirmek için motive edici olmalı, çocuklar ise öğretmenin bu çabasını kavrayabilmeli ve ona karşılık çekebilir ...

sınıftaki bir öğretmenin elinde olabilecek şeyler