İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edilmesinin 100. yılı bu sene kutlanacak. Zafere olan inancın tam şekilde aktarıldığı marşta önemli ifadeler yer alıyor. Peki, bu marş TBMM’de ne zaman kabul edildi ve kim tarafından bestelendi?
İstiklal Marşı 99. yıl dönümü - YAŞAM Haberleri; 12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü: Mehmet Akif Ersoy’un hayatı - Son Dakika Haberleri İnternet; Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın Tamamını Okudu; İstiklal Marşı En Doğru Böyle Okunur Prozedi ve Doğru Nefes Öğretmen Sülün Uysaler Aykut ilter
İstiklâl Marşı'nın Kabulü. 'O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır.. Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın.'. #MehmetAkifErsoy.
4 Ağu 2010. #1. istiklal marşının kabulü hakkında yazı. İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Önemi. İstiklal Marşımız parçalanmış, darmadağın edilmiş, yok olmak üzere olan bir milletin, yeniden doğuşunun, şahlanışının destanıdır. İstiklal Marşı, Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk milletinin verdiği ölüm
Seniher duyduğumda. Başım dik, gözüm gökyüzünde. Düşündüm bastığım yerlerdeki kefensiz yatanları. Unutmadım! Unutmam ben şehit oğluyum. Dünyaları alsam da vermem. Bu vatanın tek bir taşını. Kükremiş sel gibi taştım. Mabetlere değmesin diye düşman eli.
OUyJ2L. Anasayfa Galeri Edebiyat İstiklal Marşı yarışmasında finale kalan şiirler Milli marşlar, bir ülkenin bağımsızlığının, özgürlüğünün ve gücünün simgesidir. Ülkelerin yaşadıkları zor dönemlerde milletleri birbirine bağlayan milli marşlar, ilk kez İngiltere'de ortaya çıktı, Tanzimat ile birlikte Osmanlı'da da yerini aldı. Ülkemizin çetin bir mücadele verdiği dönemlerde halka heyecan aşılayacak ve millete kendi gücünü gösterecek bir milli marş yazılması istenmiş bu sebeple İstiklal Marşı yazma müsabakası düzenlenmişti. Peki, finale kalan ve meclise sunulan diğer 6 şiir hangileriydi? Gelin, sömürgeci güçlere karşı boyun eğmeyen bir direniş destanı İstiklal Marşı'mızın gücünü daha da fazla kanıtlayan şiirlere yakından bakalım… Giriş Tarihi 1550 Güncelleme Tarihi 1111 Sesli dinlemek için tıklayınız. 1 13 MİLLİ MÜCADELE RUHUNU YANSITACAK BİR MARŞ 🔶Türklerde marşlar askeri hayatla paralel olarak eski bir tarihe uzanıyorsa da bugünkü manada marşların ortaya çıkması ilk kez 19. yüzyılda İkinci Mahmud'un Yeniçeri ve mehter teşkilatını kaldırıp yerine askeri bandoyu kurmasıyla başladı. 🔶Her padişah tahta çıktığında kendi marşını hazırlatmış ve sultanların tahtta kalma süreleri boyunca devlet marşı olarak kabul edilmişti. 🔶Osmanlı'nın çetin bir mücadele verdiği dönemlerde halka heyecan aşılayacak ve millete kendi gücünü gösterecek bir İstiklal Marşı yazılması gündeme geldi. Milli Mücadele'nin en zorlu dönemlerinde tüm imkansızlıklara rağmen tek yürek olan bir milleti ayakta tutacak manevi bir güce ihtiyaç vardı. Her bir dizesinde bağımsızlığın terennüm edildiği İstiklal Marşı'nın hazırlanması için çalışmalara başlandı. 🔶Genel Kurmay, Milli Eğitim Bakanlığına müracaat ederek "Bu savaşımızın manasını anlatacak, halka ve askere heyecan verecek ve diğer milletlerde bulunan milli marşlara denk olacak bir marş" istedi. Bakanlık bu isteği genelge ile bildirmenin yanında gazeteler ilan vererek " Birinci seçilenin sözlerine 500 ve bestesine 500 lira olmak üzere mükafat" koyarak bir müsabaka açtı. x 🎵Osmanlı padişahlarının marşları 2 13 HAKİMİYET-İ MİLLİYE GAZETESİNDE YARIŞMA DUYURUSU YAPILDI 🔶Yarışma, Hakimiyet-i Milliyet gazetesinin 25 Ekim 1920 tarihli manşetlerinde ilan edildi. Yarışma konusunda bilgi verilmek üzere şairlere mektup, okullara da genelge gönderildi. 🔶 Yarışma için belirlenen son katılım tarihi 23 Aralık 1920'ydi. Bu tarihe kadar yarışmaya 700'den fazla eser katıldı. 🔶İstiklal duygusunun en iyi şekilde yansıtılacağı bir eser aranıyordu. Fakat gönderilen 700'ün üzerindeki metinden heyecan uyandıracak bir şiire rastlanmadı. Bunun üzerine dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi Mehmet Akif'e 5 Şubat 1921 tarihli bir mektup yazarak İstiklal Marşı yazması hususunda ikna etmeye çalıştı. "Pek aziz ve muhterem efendim, İstiklâl Marşı için açılan yarışmaya katılmamanızdaki sebebin giderilmesi için pek çok tedbirler vardır. Amacımıza ulaşmamız için yüce üstat kişiliğinizin istenen şiiri yazması, son çare olarak kalmıştır. Asaletli endişenizin gerektirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu etkili telkin ve heyecanlandırma vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar ederim efendim." x🔎Hamdullah Suphi Tanrı Edebiyatçı, yazar, öğretmen, milletvekili, siyasetçidir. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında TBMM'de yaptığı coşkulu konuşmaları nedeniyle "Millî Hatip" ve "Cumhuriyet Hatibi" olarak tanınan bir siyaset adamı ve yazardır. xÇok yönlü bir şair portresi Mehmet Akif Ersoy 3 13 MEHMET AKİF ÖDÜLÜ ALMAYACAĞI’ ŞARTIYLA BİR ŞİİR YAZMAYI KABUL ETTİ 🔶Kalbi vatan sevgisiyle dolan şair bu şiiri yazmak istiyor fakat ödülü kabul etmek istemiyordu. 🔶"Ben mebusum, müsabakaya iştirak etmem, ayrıca yazarım." diyerek yazmayı kabul ederek ödülü almayacağını söyledi. Bunun üzerine Hasan Basri Bey, yarışma koşullarının şairin istediği gibi düzenleneceğini, ikramiyeyi ise bir hayır kurumuna vereceklerini söyleyerek Mehmet Akif'i İstiklal Marşı'nı yazmaya ikna etti. x🔎Hasan Basri Çantay Kur'ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm adlı Kur'an tercümesiyle tanınan son devir din âlimi. 🔶Mehmet Âkif, o dönem yaşadığı Tacettin Dergâhı'nda, "ödülü almayacağı" şartıyla bir şiiri yazmayı kabul etti. xMehmet Âkif'in İstiklâl Marşı'nı yazdığı mekân 4 13 AKİF İSTİKLAL MARŞI’NIN DİZELERİNİ YER YATAĞININ SAĞINDAKİ DUVARA YAZDI 📌Yaşar Çağbayır, Bayrak Mücadelemiz ve İstiklal Marşı, isimli eserinde Hasan Basri Çantay ile Akif'in İstiklal Marşı'nı nasıl kaleme aldığı hakkında aralarında geçen diyaloğa şu şekilde yer verir xİstiklal Marşı nasıl yazıldı? x 🔎Yaşar Çağbayır Araştırmacı, emekli Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe öğretmeni, Millî Mücadele'de Mehmet Âkif, Millî Şair Mehmet Âkif Ersoy eseriyle tanınan yazardır. "Meclis'te Âkif'le yan yana oturuyoruz. Çantamdan bir kâğıt parçası çıkardım. Ciddi ve düşünceli bir tavır ile sıranın üstüne kapandım, güya bir şey yazmaya hazırlanmıştım. Üstat ile konuşuyoruz - Neye düşünüyorsun, Basri? - Mani olma, işim var! - Peki. Bir şey mi yazacaksın? - Evet. - Ben mani olacaksam kalkayım. - Hayır, hiç olmazsa ilhamından ruhuma bir şey sıçrar! - Anlamadım. - Şiir yazacağım da. - Ne şiiri? - Ne şiiri olacak? İstiklâl şiiri! Artık onu yazmak bize düştü! - Gelen şiirler ne olmuş? - Beğenilmemiş. - Ya! - Üstat, bu marşı biz yazacağız! - Yazalım, amma şartları berbat! - Hayır, şartlar filan yok. Siz yazarsanız müsabaka yarışma şekli kalkacak. - Olmaz, kaldırılmaz, ilân edildi. - Canım, vekâlet Bakanlık buna bir şekil bulacak. Sizin marşınız yine resmen Meclis'te kabul edilecek, güneş varken yıldızı kim arar! - Peki bir de ikramiye vardı? - Tabii alacaksınız! - Vallahi almam! - Yahu lâtife ediyorum, onu da bir hayır müessesesine kurumuna veririz. Siz bunları düşünmeyin. - Vekâlet kabul edecek mi ya? - Ben Hamdullah Suphi Bey'le konuştum. Mutabık kaldık. anlaştık Hatta sizin namınıza söz bile verdim! - Söz mü verdiniz, söz mü verdiniz? - Evet! - Peki ne yapacağız? - Yazacağız! Tekrar tekrar "Söz verdin mi?" diye sorduktan ve benden kati cevapları aldıktan sonra elimdeki kâğıda sarıldı, kalemini eline aldı... Âkif iki gün tam bir istiğrak kendinden geçme hâlindeydi. Evde, sokakta, camide, Meclis'te, uyurken, yürürken, yemek yerken hep İstiklâl Marşı'nı yazmakla meşgul oldu. Bu konuda Konya mebusu Hafız Bekir Efendi, Cemal Kutay'a "Âkif, bir gece birden uyanır, kâğıt arar, bulamayınca kurşun kalemiyle yer yatağının sağındaki duvara marşın "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım" mısrasıyla başlayan kıtasını yazar." 5 13 YARIŞMADA FİNALE KALAN 6 ŞİİR 📌Yarışmaya katılan eserler Maarif Vekaleti'ne gelmeye başladı. 📌Finale kalan 6 şiir meclise sunuldu. Bu şiirlerin çok da iç açıcı olmadığı herkes tarafından kabul görmüştü. "Millet aşkı, din aşkı, vatan aşkı uyansın Yurdumuza göz dikenler al kanlara boyansın Ya ben ya onlar diyen silahına dayansın Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Düşman gözü tutamaz yanar dağlar başını Bağrımızda saklarız vatanın her taşını Yurdumuza yan bakan döker gözün yaşını Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Can veririz her zaman hürriyet yoluna Ya gazi, ya şehitlik ne devlettir kuluna Ata emanet etmiş namusunu oğluna Bize Türk oğlu derler Hep bizimdir bu yerler" As mahlaslı bir Ankaralı
Bu sene bağımsızlığımızın simgesi olan İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yıl dönümü. Bu özel günü kutlamak isteyenler okul öncesi etkinliklerini araştırmaya başladı. Peki İstiklal Marşının kabulü okul öncesi etkinlik planı örnekleri nelerdir? Boyama örnekleri nelerdir? İstiklal Marşının kabulü okul öncesi şiirleri nelerdir? Tüm merak edilenler MARŞI'NIN KABULÜ NASIL OLMUŞTUR?Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlarında, İstiklâl Harbi’nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921’de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin ısrarı üzerine, Ankara’daki Taceddin Dergahı’nda yazdığı ve İstiklal Harbi’ni verecek olan Türk Ordusu’na hitap ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif’in yazdığı şiir coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı’nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur. Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı’nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat’a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı’nın Türk Milleti’nin eseri olduğunu beyan MARŞI'NIN KABULÜ OKUL ÖNCESİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİEtkinlik 1Geçen yıl yaptığımız İstiklal Marşımızın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy etkinlik örneği; Bugün Bir milleti millet yapan en temel unsurlardan biri olan övündüğümüz okurken dinlerken Tüylerimizin ürperdiği İstiklal Marşımızı ve onun yazari Mehmet Akif Ersoy’ u Konu aldik. Her pazartesi İstiklal Marsimiz okunurken şanslıyız ki duyuyoruz ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunuyoruz. Bilgisayardan açar açmaz hemen ayağa kalkıp saygı duruşu vaziyetinde hem dinledik hem eşlik ettik . Kim bu sözleri yazmış olabilir ara ara hep beraber şarkı sözü yazdığımız için aşinaydılar , niçin yazmış olabilir,Çocukların anlayabileceği bir dille mısraları yorumladık. Birlik beraberliğe geçmişe ve geleceğe vurgu yaptığı yerler hakkında konuştuk. O Duygulu anları hep beraber yaşadık . Mehmet Akif Ersoy’un hayatini izledik… Karşılıksız İstiklal Marşını yazmış olması ne kadar Vatansever olduğunu belirttiğini katılımı ile İstiklal Marşımızın ilk iki kıtasını ezberledik. İstiklal Marşımız okurken ayakta durma sebeplerimizin neler olabileceği hakkında konuştuk. istiklal Marşı ne zaman okunur, Nasıl saygı gösterisinde bulunulur… Konuşuldu. Okul öncesi öğretmenlerinin bu konuyu es geçmemelerini tavsiye ederim , Değerler eğitimi adı altında vatansever olma konusuna da 2İstiklal marşımızın kabulünün milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’uçocuklarımızla Mart günü Milli marşımız olarak,Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal marşımız kabul Akif Ersoy dedemiz; İstiklal marşında der ki, Rengini şehitlerden alan bayrağımız,Türk milletinin dir,bizim bağımsızlığımızın sembolüdür,göklerde dalgalanacak ve daima bizim kalacaktır. Türk milletinin hakkıdır özgürlüğümüz ve bayrağımız…..İstiklal marşımızı hazır ol vaziyette,yüksek sesle,şapkamız var ise çıkararak ve bayrağımıza bakarak okuruz..Mehmet Akif Ersoy’a teşekkür ettiğimiz resimlerini keserek mavi kartona anlatmak için, çiçekler ve kalplerle süslerler…Ve dalgalanan bayrağımızı da başlarının üzerine gökyüzüne boyayarak ve düzenleme kendime MARŞININ KABULÜ OKUL ÖNCESİ BOYAMA ÖRNEKLERİİSTİKLAL MARŞININ KABULÜ OKUL ÖNCESİ ŞİİRLERİİSTİKLAL MARŞI’NAKorkmadım!Sen KORKMA’ dediğin günden beri al sancağımın sönmesinden,Ne de tek dişi kalmış canavarın kaldım yerimdeSeni her dik, gözüm bastığım yerlerdeki kefensiz ben şehit alsam da vermemBu vatanın tek bir sel gibi değmesin diye düşman eliSiper ettim gövdemi;Vuruldum…Ay, hilaldi o toprağa aktı,Bayrağıma renk Dayan YILMAZBAYRAĞIMAtalarım, gökten yereİndirmişler ay yıldızı,Bir buluta sarmışlar kiRengi şafaktan kırmızıOnun ateş kırmızısıNe gelincik, ne de oğlunun öz kanıdırOna bu al rengi yıldızı, gökyüzününAyla yıldızdan yüksekTürk'ün alın yazısıdır;Türk'tür onu bayrağımıÜstün tutmak her veririm, kan dökerimVazgeçemem ben bu Âli YÜCELBAYRAKEy, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!Işık ışık, dalga dalga bayrağım,Senin destanını okudum, senin destanını benim gözümle bakmayanın mezarını selamlamadan uçan kuşun yuvasını yerde ne korku, ne keder...Gölgende bana da, bana da yer ver!Sabah olmasın, günler doğmasın ne ay yıldızın ışığı bizi karlı dağlara götürdüğü ısındık,Dağlardan çöllere düşürdüğü şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;Barışın güvercini, savaşın kartalı...Yüksek yerlerde açan çiçeğim;Senin altında doğdum,Senin dibinde Nihat ASYAMARŞI'MIZHer milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz yazılmış bilmem hangi krala; lorda, ama, benzetirim şişirilmiş bir kahramanlar destanı. Gönülden oku, benimse!İstiklali, hürriyeti, ruhu anlatır bu marş tarih ve ülküsünü bu nesle yansıtan kalplerin coştuğu bu dizeler her şeye sestir o, Hakkı; istiklâli, direnci haykıran bir zaferlerimizi, mısra mısra soluklayan Milli Mücadele ruhunu, ortaya saldıran köpeğin dişlerini kökünden aslanına denk Mehmetin, Fatihin, Yavuzun gönülden kükremeyi duyan hainin kaçar İstiklal Marşını Allah, bu millete düşmanlara kendi mezarını ÜnsalMEHMET AKİFMarşın okunurken vatanın her bir ucunda,Bin meş'ale yanmakta, ilahı avucunda.Marşında bir umman kesilen devreye girdin!Mehmetçiğin imanını hep vecde getirdin!Yükseldiğin iklim, bulut ermez tepelerdir,Ruhundaki yıldız, güneşlerden eserdir!Duydukça coşar, vecde gelir marşını her yer!Gök kubbenin altında, kefensiz yatan erler!Ali Ulvi KURUCUANTAKYA'DAN GELEN MEKTUPİstiklâl Marşı'yla çınlayan dağlar;Bak bulut hudut boyunda görünmez rengini andıran bağlar;O zümrüt yeşile bürünmez MARDİNMEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?Mehmet Âkif Ersoy 20 Aralık 1873'te İstanbul'un Fatih ilçesi Sarıgüzel mahallesinde Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım'ın ve Kosova doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından olan Mehmet Tahir Efendi'nin oğlu olarak doğdu. İlkokul yıllarında babasından Arapça öğrenmeye derslerine büyük ilgi duyan Mehmet Akif Ersoy Rüştiye'deki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca derslerinde hep birinci bitirdikten sonra 1885'te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi'ne kaydoldu. 1888'de okulun yüksek kısmına devam etmekte iken babasını kaybetti. Ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanması aileyi yoksulluğa düşürdü. Babasının öğrencisi Mustafa Sıtkı aynı arsa üzerine küçük bir ev yaparak aileyi bu eve Âkif öncelikle meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak istediği için Mülkiye İdadisi'ni bıraktı. O yıllarda yeni açılan ve ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne Tarım ve Veterinerlik Okulu yıllarında spora büyük ilgi gösteren Mehmet Akif Ersoy mahalle arkadaşı Kıyıcı Osman Pehlivan'dan güreş olan ilgisi okulun son iki yılında yoğunlaştı. 6 ay içinde Kuran'ı ezberleyerek hafız oldu. 1895′te Mektep Mecmuası'nda “Kuran'a Hitab” adlı şiiri hayatı başladıktan sonra edebiyata olan ilgisini şiir yazarak ve edebiyat öğretmenliği yaparak sürdürdü. Resimli Gazete'de, Servet-i Fünun Dergisi'nde şiirleri ve yazıları yayımlandı. II. Meşrutiyet'in büyük etkisinde kalan Âkif, arkadaşı Eşref Edip ve Ebül'ula Mardin'in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908'de yayımlanan Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı oldu. Milli Mücadele'yi destekledi ve Ankara'ya gidip 1. Millet Meclisi'nde Burdur milletvekili oldu. Balkan Savaşı, Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde çeşitli görevlerde bulunup, Balıkesir'e giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii'nde çok heyecanlı bir hutbe verdi. Halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha birçok yerde hutbe verdi, konuşmalar yaptı ve İstanbul'a Ankara'da Taceddin Dergâhı'na yerleşen Mehmet Âkif, 500 lira ödül konularak açılan İstiklâl Marşı yarışmasına başta katılmadı. Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey'in teşvikiyle ikna oldu. Onun orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 1745'te Milli Marş olarak kabul edildi. Âkif, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı. Mehmet Akif Ersoy tüm şiirlerini 7 kitabtan oluşan "Safahat" adlı eserinde topladı 1911 yılında yazdığı birinci bölümde Osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; 1912 yılında yazdığı "Süleymaniye Kürsüsünde" adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını anlattı. 1913'de Safahat'ın üçüncü bölümü olan "Halkın Sesleri"ni ve 1914 yılında dördüncü bölüm "Fatih Kürsüsünde"yi yazdı. Ardından 1917 tarihli "Hatıralar" ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli "Asım"ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan "Gölgeler"i 1933 yılında yazdı. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine "İstiklal Marşı"nı koymayarak bu eserini Türk Milleti'ne armağan 1911 olan "Safahat", 1933 yılında tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy'un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, 1943 yılında tekrar yayımladı. Ardından 1987 yılında M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. "Kur'an'dan Ayet ve Hadisler" ve "Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri" adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlandı. Diyanet İşleri ile Kuran'ı Türkçe'ye tercüme etmek için anlaşma imzaladı. Kendi eserlerini yazmak istediği için bu görevi başlangıçta reddeden Mehmet Âkif Ersoy bu çeviriyi yapabilecek tek kişi olarak görülüyordu. Yoğun ısrarlar sonucu görevi kabul etmek zorunda inzivaya çekilerek 6-7 sene üzerinde çalıştı. Sonuçtan memnun kalmadı. Mukaveleyi fesh Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır'da yaşayan Milli Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy, 17 Haziran 1936'da tedavi için İstanbul'a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul'da, Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda siroz hastalığı yüzünden vefat etti, Edirnekapı Şehitliğinde yatıyor.
İstiklal Marşı Sözleri 10 Kıta Tamamı İstiklal Marşı Okunuşu, Önemi, 10 Kıta Sözleri, Kabulü, Anlamı ve Bestecisiİstiklal Marşı Sözleri ve 10 Kıtası - Bağımsızlığın Simgesi İstiklal Marşı Okunuşu, Sözleri ve Anlamı İstiklal Marşı, Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan ve Osman Zeki Üngör tarafından bestelenen Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır. Orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır. Anlamı ve önemi bizler için oldukça büyük olan bu şiir, 12 Mart 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. İstiklal Marşı 2 kıtası okunuşu genellikle törenlerde tercih edilirken 10 kıtası da merak edilmektedir. İşte, İstiklal Marşı 10 kıtası ve sözleri - 1654 Güncelleme - 1654 ABONE OL Türk milletinin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşı, Anadolu'da Milli Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmış bir şiirdir. İstiklal Marşı şiiri, Mehmet Akif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Bu yüzden anlamı ve önemi bizler için oldukça büyüktür. İstiklal Marşı, 12 Mart 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir. İstiklal Marşı bestecisi Osman Zeki Üngör'dür. Orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır. Törenlerde genellikle İstiklal Marşı 2 kıtası okunurken 10 kıtası okunuşu da merak edilir... İSTİKLAL MARŞI 10 KITA SÖZLERİ Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal! Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, et gövdeni, dursun bu hayasızca sana va'dettigi günler hakk'ın...Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanıDüşün altında binlerce kefensiz şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanıVerme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeliDeğmesin mabedimin göğsüne namahrem ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;O zaman yükselerek arsa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi sana yok, ırkıma yok izmihlalHakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal! Mehmet Akif Ersoy İSTİKLAL MARŞINI KİM YAZDI? Güftesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış şiirdir. Şairin Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. İSTİKLAL MARŞI BESTECİSİ KİMDİR? Şiir, 12 Mart 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Bestesi Osman Zeki Üngör'e aittir. Orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır.
Türk Kurtuluş Savaşı, ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için bütün ulus olarak girişilmiş, çok cepheli bir savaştır. Kurtuluş Savaşı, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti’ni yok eden, Türklere yaşam hakkı tanımayan Türk milletinin bir ölüm-kalım mücadelesi olarak başlamıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti. İngilizler tarafından Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars işgal edilmişti. Fransızlar ise Trakya’daki demiryolunun önemli istasyonlarını, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu işgal altına aldı. İngilizler tarafından işgal edilen, Güney Doğu’daki bazı iller daha sonradan Fransızlara terk edilmişti. İtalyanlar ise kıyı kesimi olan bölgelerimiz Bodrum, Kuşadası, Antalya, Fethiye ve Marmaris’i işgal etmişlerdi. Konya ve Akşehir’e de asker yollamaları beraberinde Mondros Mütarekesi’nin Doğu Anadolu’da 6 vilayetin Ermenilere bırakılacağını belirten maddesi Ermenileri harekete geçirdi. Ermeniler kurdukları Alaylarla Doğu Anadolu’da yayılmaya ve bölgedeki Türklere karşı zulüm ve baskı uygulamaya başlamışlardı. Kozan, Osmaniye, Mersin ve Adana’ya Fransızlarla birlikte Ermeni çetecileri de geldi. Bu gibi korkunç kayıplar verilmişti savaş esnasında. Ancak Türk ordusu azimli bir şekilde vatanı için savaşmıştır ve topraklarının büyük bir kısmını düşmanın elinden geri almıştır. Binlerce kayıpların verildiği ülkenin korkunç bir dönemde olduğu zaman Mehmet Akif Ersoy duvarlara aklına gelen mısraları yazmaktaydı. Savaşın ortasındayken ilham almış bir adam Mehmet Akif vatanını anlatan 10 kıtalık bir şiir yazmıştı bu şiir, şairin Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin becerisine yüreğine olan güvenini ve Türk milletinin bağımsızlığına, hakkına, dinine olan bağlılığını anlatır. Bu Yazının İçindeki Başlıklar Mehmet Akif Ersoy Kimdir?İstiklal Marşı Tarihiİstiklal Marşı Kabulü Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleşti?İstiklal Marşı’nın Sözleri 1o Kıtaİstiklal Marşı Nasıl Söylenir?İstiklal Marşı’nın Anlamı Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Kısaca Mehmet Akif Ersoy kimdir? 20 Aralık 1873’te İstanbul’da Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi’nde doğmuştur. Hayatı boyunca şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi ve siyasetçi olacak şekilde çeşitli bir meslek hayatına sahip olmuştur. Mehmet Akif’in babası Mehmet Tahir Efendi Fatih Medresesi müderrislerindendir ve Osmanlı Devleti’ne bağlı Arnavutluk’un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü’nden İstanbul’a gelmiştir. Ersoy’un annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı olan Mehmet Efendi’nin kızıdır ve Samsun’da doğmuştur. Mehmet Tahir Efendi, başta ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 1290’a karşılık gelen Rağıf ismini vermiş olsa da zaman içinde çevresi tarafından Akif olarak çağrılmaya başladı. Akif’in bir de Nuriye adında bir kız kardeşi vardı. Çocukluğu Osmanlı Devleti’nin “hasta adam” olarak nitelendirildiği döneme denk gelmişti. 1878 yılında, daha 4 yaşındayken Fatih’te bulunan Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördü ve ardından Fatih İbtidaisi’ne geçti. Ayrıca aynı yıl içinde babası ona Arapça dersleri de vermeye başlamıştır. Babasının yazın Emin Paşa’nın çocuklarına ders veriyordu dolayısıyla Mehmet Akif Emin Paşa’nın çocuklarıyla arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 yılında ilköğretimini tamamlamıştır ve Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başlamıştır. Ayrıca Fatih Camii’sinde Esad Dede’nin İran Edebiyatı derslerine de katılım gösteriyordu. Lise eğitiminde Mülkiye’nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek bölümünden devam etti. Kısa bir süre sonra maalesef ki evleri yandı ve babasının vefat etti bu sebeplerden ötürü okula devam edemedi ve sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi’ne geçti. Mehmet Akif Ersoy şiire olan ilgisiyle bu dönemde tanıştı. İlk şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı. 1908 yılı itibariyle aruz ölçüsüyle hikayeler yazmaya başlamıştı. Hikayelerinde genelde halkın dert ve sıkıntılarını konu almaktaydı. Balkan Savaşı yılları sonrasında da destansı şiirler yazmaya başlamıştı. Büyük destanlarından ilki “Çanakkale Şehitleri’ne” isimli şiiridir. Bursa’nın işgali üstüne yazmış olduğu “Bülbül“ adlı şiiri ise ikinci büyük destanıdır. Üçüncü olarak en büyük destanı olan İstiklâl Marşı’nı yazarak İstiklâl Savaşı’nı anlatmıştır. Şiirlerini yazdığı en ünlü eseri olan Safahat Türkiye’de 1924 yılında basıldı. Mehmet Âkif Ersoy “Sanat, sanat içindir” görüşüne karşı çıkarak daha çok dinî yönden ağırlıklı olan bir edebiyat tarzını benimsemiştir. Edebiyat dili olarak ise Millî Edebiyat akımına karşı çıkmış ve edebiyatta Batılılaşma konusu üzerinde Tevfik Fikret ile çatışmaya düşmüştür. İstiklal Marşı Tarihi Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlarında, İstiklâl Harbi’nin kazanıldığında milli bir ruh oluşturma imkanını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti tarafından 1921’de bir güfte yarışması düzenlenmişti. Bu yarışmaya toplamda 724 şiir katılmıştır. O dönemde Burdur milletvekili olan Mehmet Akif Ersoy kazanacak olan şiire 500 lira para ödülü konduğundan başta yarışmaya katılmak istememişti. Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi’nin ısrarları üstüne, Ankara’daki Taceddin Dergahı’nda yazmış olduğu ve İstiklal Harbi’ni verecek olan Türk Ordusu’na hitap ettiği şiiriyle yarışmaya katılmıştır. Elemeler yapılmış ve sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 tarihinde verdiği oturumda, bazı mebusları itirazlar etmiş olsalar da buna rağmen Mehmet Âkif’in yazdığı şiir coşkulu alkışlar eşliğinde kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı’nı okuyan ilk kişi o dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi Tanrıöverdir. Son şiir gönderme tarihi olan 23 Aralık 1920’den sonra Eğitim Bakanlığı güfteleri incelemiş fakat hiçbirini İstiklal Marşı olmaya layık görmemiştir. Mehmet Akif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey’in kendisine yazmış olduğu 5 Şubat 1921 tarihli davet mektubunun ardından fikrini değiştirdi ve Ankara’daki Taceddin Dergahı’ndaki odasında, Türk Ordusuna hitap ettiği şiiri kaleme alıp bakanlığa teslim etmiştir. Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Âkif’in şiirinin önce cephede askerler arasında okunma¬sına karar verdi. Şiir Batı Cephesi Komutanlığına gönderildi ve askerler tarafından çok beğenildi. Ön elemeyi yedi şiir geçmişti 12 Mart 1921’de Mustafa Kemalin başkanı olduğu meclis oturumunda tartışmaya açıldı. Mehmet Âkif’in şiiri meclis kürsüsünde Hamdullah Suphi Bey tarafından okundu ve Şiir okunurken milletvekilleri çok büyük bir heyacana kapılıp diğer şiirlerin okunmasına bile gerek görmemişlerdi. Bazı mebuslar bu duruma itiraz ettiler ancak buna rağmen yine de Mehmet Akif Ersoy’un şiiri mecliste coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir. Güfteye gelmiş olan en sert eleştiri Kâzım Karabekir’den geldi. Kâzım Karabekir, 26 Temmuz 1922’de Bakanlar Kurulu Başkanı Rauf Bey’e yazdığı mektupta yarışma sonucunun iptal edilmesini istediğini yazmış ve ayrıca eleştirilerini listelemiştir. Eleştirilere karşılık olarak güftede bir değişikliğe gidilmedi ve Paşa da bu konuda ısrarcı olmadı. İstiklâl Marşı, 17 Şubat 1921 tarihinde Hâkimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetelerinde yer almıştır, on iki gün sonra ise Konya’da Öğüt gazetesinde yayınlanmıştır. Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı’nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat’a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı’nın Türk Milleti’nin eseri olduğunu halka duyurmuştur. İstiklal Marşı Kabulü Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleşti? Mehmet Âkif, Ersoy İstiklal Marşı’nın kabul edilmesiyle kazandığı beş yüz lira olan ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulmuş olan Darülmesai’ye bağışlamıştır. Şair ayrıca, İstiklâl Marşı’nın Türk Milleti’nin eseri olduğunu belirtmiş ve İstiklâl Marşı’nın güftesini, içinde şiirlerini topladığı Safahat eserine dahil etmeyeceğini söylemiştir. Ülke savaş içerisinde olduğundan dolayı, Mehmet Âkif’in İstiklal Marşı şiirinin bestelenmesi iki sene ertelendi; 1923 yılı 12 Şubat tarihinde İstanbul Maarif Müdürlüğü’ne beste yarışması başlatma görevi verilmiştir. Şiirin bestelenmesi adına ikinci bir yarışma daha açılmıştı ve bu yarışmaya 24 besteci katılım göstermişti. Ülke zor koşullar içinde bulunması sebebiyle sonucu belirleyecek herhangi bir değerlendirme yapılamamıştı. Dolayısıyla güfte, ülkenin farklı yerlerinde başka başka bestelerle okunmaya başlanmıştı. Edirne’de Ahmet Yekta Bey’in bestesi, Ankara’da Osman Zeki Bey’inki, İstanbul’da Ali Rıfat Bey ve Zati Bey’in, İzmir’de ise İsmail Zühtü Bey’in besteleri okunmaktaydı. 1924 yılında seçici kurul Ankara’da toplanarak, Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındı ancak sonrasında 1930’da değiştirilerek, o dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi olan Osman Zeki Üngör’ün 1922’de hazırlamış olduğu bugünkü İstiklal Marşı bestesi yürürlüğe konmuştur ve toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer üstlenmiştir. Osman Zeki Üngör’ün yakın dostu olan Cemal Reşit Rey ile birlikte yapılmış olan bir röportajda da kendisi de belirtmiştir ki aslında bu beste başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve bestelenirken İstiklal Marşı olması düşünülmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum Prozodi eksikliğinin örnek olarak “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmektedir. asıl nedeni de budur. İstiklal Marşı’nın Sözleri 1o Kıta Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal! Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın… Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda! Canı, cananı bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arsa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal! Dinleme Önerisi İstiklal Marşı dinlemek için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İstiklal Marşı Nasıl Söylenir? Protokol gereğince günümüzde yalnızca ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir. Okullarda pazartesi ve cuma günleri öğrenciler tarafından söylenmektedir. Bunun dışında milli bayramlarda ve törenlerde anma, devlet başkanlarına yapılan karşılama vb. ulusal spor karşılaşmalarında ve yine ulusal bir başarı elde edilmiş katılım gösterilmiş ortamlar gibi yerlerde İstiklal Marşı gür bir sesle okunur. Türk halkı bu marşı duyduğunda nerede olursa olsun hazır ola geçer ve marşı okur. İstiklal Marşı Notası İstiklal Marşı notasını bilgisayarınıza pdf olarak indirmek için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İstiklal Marşı’nın Anlamı İstiklal Marşı ne anlatıyor? Görüldüğü üzere Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış olan İstiklal Marşı büyük bir milliyetçilik duygusuyla yazılmış bir şiirdir. İlk iki kıtada Türk bayrağına olan sevgi ve inanç anlatılırken üçüncü ve dördüncü kıta daha çok askerlere ve halka yönlendirilmiştir. Milletin savaştan korkmadığını ve düşmana karşı dik durduğunu anlatmaktadır. Tek cümleye indirgenmesi gerekirse “Hiçbir güç bizi durduramaz” denebilir. Beşinci kıtaya bakıldığında şair her ne pahasına olursa olsun her koşulda halk bütün benliğini vererek vatanı korumalı ve bu fedakarlıkların hakkı ödenecektir demekte. Altıncı kıtada “Bastığın yeri toprak diye geçme tanı” derken aslında bu topraklarda ne kadar kan ve emek olduğu anlatılmakta. Kısacası bu kıtada, ülkede yaşanılmış onca savaştan sonra bu durumun farkındalığının her daim kalması gerektiğinden bahsedilmekte. Yedinci ve sekizinci kıtanın konusu ise vatan sevgisini anlatır yoğunlukta Vatan bize ait ve onu kaybetmeyeceğiz bu topraklar bizim hakkımız ve burada biz yaşayacağız şeklinde bir anlam çıkarılabilir. Son olarak dokuzuncu ve onuncu kıta bütün şiiri özetler nitelikte. Artık topraklar kazanılsın, Türk bayrağı dalgalansın şeklinde bir sonuca bağlandığı görülmektedir. Bu şiir bütün halka ilham ve cesaret verici olduğundan Türkiye’nin milli marşı olmaya layık görülmüştür. Mehmet Akif Ersoy başta yarışmaya katılmayı red etse bile en sonunda katılmış ve İstiklal Marşı bugüne kadar ulaşmıştır. Türk milleti üzerinde hala aynı gurur verici etkiyi bırakmaktadır. Not Bu konuyla ilgili olarak Milli Mücadele Nedir? Milli Mücadele Kahramanları başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
1000 Son Güncelleme 1005 İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edilmesinin 101. yılı bu sene kutlanacak. Zafere olan inancın tam şekilde aktarıldığı marşta önemli ifadeler yer alıyor. Peki, bu marş TBMM’de ne zaman kabul edildi ve kim tarafından bestelendi? İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN KABUL EDİLDİ, ŞAİRİ KİM? Güftesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış şiirdir. Şairin Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Okullarda Mi̇llî Eği̇ti̇m Bakanlığı Ortaöğreti̇m Kurumları Yönetmeli̇ği̇'nin 96. maddesine göre İstiklâl Marşı tablosu, Türk bayrağı, Atatürk portresi ve Gençliğe Hitabe tablosu yer almaktadır. Şiir, 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. İSTİKLAL MARŞI BESTECİSİ KİMDİR? Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katıldı. Ülkenin içinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle sonucu belirleyecek bir değerlendirme yapılamadı. Bu nedenle güfte, ülkenin çeşitli yerlerinde farklı bestelerle okunmaya başlandı. Edirne'de Ahmet Yekta Bey'in, İzmir'de İsmail Zühtü Bey’in, Ankara'da Osman Zeki Bey'in, İstanbul'da Ali Rıfat Bey ve Zati Bey'in besteleri okunuyordu. 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. 18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili şiirler.... Çanakkale Zaferi şiirleri 3,4 kıtalık kısa ve uzun şiirler…
istiklal marşı nın kabulü şiiri