QcAK8. Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı antik dönem yerleşim birimi Sille Mahallesinde yer alan ve TüSoruFarklı kültürlerin bir arada yaşadığı antik dönem yerleşim birimi Sille Mahallesinde yer alan ve Türkiye’nin ilk zaman temalı müzesi olan Sille Şapeli hangi şehrimizde yer almaktadır? Bu soru herhangi bir testte yer almamaktadır. Doğru Cevap A NOT Sorunun cevabını görebilmek için soruya ait şıklara tıklayınız. Eğer sorunun doğru cevabı göremiyorsanız sorunun bulunduğu testi çözmek zorundasınız. Soruların doğru cevapları sadece testi çözerken görüntüleyebilirsiniz. Bu soru kategori içindeki testinde yer almaktadır. Bu soruya benzer diğer soruları test içeriğine gidip çözebilirsiniz. Hepinize başarılar Yorumları Yorum Ekle Ülkemizin çeşitli yerlerinde farklı kültürel özelliklere rastlamamızın nedenini tartışınız. Bu geleneklerden kendi çevrenizde halen yaşatılanları arkadaşlarınızla paylaşınız. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapması ve binlerce yıllık bir geçmişe sahip olması nedeniyle ülkemiz, çok çeşitli kültürel özelliklere sahiptir. Kültür ve medeniyetler beşiği olan ülkemizin hemen hemen her yöresinde, estetik bakımdan göz kamaştıran farklı oyunlara, giysilere, müziklere ve el sanatlarına rastlanır. Bu da yurdumuzun kültürel alandaki zenginliğinin bir göstergesidir. Bayramlar Milli bayramlar törenlerle kutlanır. Dini bayramlarda komşu, dost ve akrabalarla bayramlaşılır; büyüklerin elleri öpülür. Mevsimlik bayramlar Nevruz, Hıdırellez günlerinde oyunlar oynanır, türküler söylenir, hazırlanan yiyecekler yenir. Kına gecesi Düğün öncesi kız evinde eğlenceler düzenlenir. Gelinin etrafında türküler söylenerek ellere kına yakılır. Askere gönderme Askere gidecek genç, arkadaşları ile birlikte eğlenir. Askerler davul, zurna çalınarak uğurlanır. Gelin alma Arabalar süslenir. Gelin, erkek evine getirilir ve burada eğlence yapılır. Sünnet olacak çocuğa özel sünnet kıyafeti giydirilir. Davetlilere yemek ikram edilir. Çocuk sünnet ettirilir. Davetliler hediyelerini verirler. Eğlence yapılır. İmece Köylülerimiz, evlenecek kızların çeyizinin hazırlanmasında; köy okulu, yol yapımı vb. işlerde bir araya gelerek çalışır. İmece, köy halkı arasındaki dayanışmanın en güzel örneğidir. Kız isteme Erkeğin evleneceği kız, aile büyükleri tarafından kızın ailesinden istenir. İçindekiler1 1. Sınıf Hayat Bilgisi Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusunu kısaca ve uzun ele Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ; Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ; Ders Kitabı Sayfa Aramaları1. Sınıf Hayat Bilgisi Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusunu kısaca ve uzun ele farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik örnek verecek olursam ülkemizde İslam dinine özel camiler ve Hristiyan dinine özel kiliseler farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik bir çok örnek verilebilir. Örneğin ; aynı anda ezan ve çan seslerinin duyulması, İslam dinine, Hristiyanlık dinine ve Yahudilik dinine ait mabetler Kitabı Sayfa Aramaları,,farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi yazınız,,ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemler, Ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik gözlemlerinizi Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız... Cumhuriyet Üniversitesi CÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Gamze Bozkuş Eğri ve CÜ Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Konak’ın "Doğum sonu dönem ile ilgili geleneksel inanç ve uygulamalara dünyadan ve Türkiye’den örnekler" konulu araştırmasında, Türkiye ile dünyanın bazı ülkelerinde doğum sonu kadınlara uygulanan çeşitli geleneksel inanışlara yer veriliyor."Türklerin Dünyası" adlı dergide yayımlanan araştırmada, Türk toplumunda loğusalık döneminin dinlenilerek geçirilen bir dönem olduğu, kadının bu dönemde sadece kendi ve bebeğinin bakımını yaparak geçirdiği, ev işlerinin kendi annesi, kayınvalidesi veya eşi tarafından yapıldığı ifade ve Tayland kültüründe de bu dönemde ağır işlerden sakınıldığı ve ev işlerinin eşi veya ebeveynlerce gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Zambiya’da loğusa kadının yemek yapmadığı, yemek yaparsa bebeğin hastalanacağı inancı söz konusu olduğu belirtilirken, Guatemala’da doğumu yaptıran geleneksel köy ebesinin düzenli olarak kadının evine gelerek kadının evinin işlerini yaptığı, çamaşırlarını yıkadığı toplumunda anne ve bebeğin 40 gün dışarıya çıkarılmadığı, bebeğin yabancılara gösterilmediği kaydedilen araştırmada, Çin, İran ve Hindistan toplumlarında da benzer olarak bebek ve annenin 40 gün dışarıya çıkarılmadığı, 40. günde Türk toplumundaki gibi kırk çıkarma töreni yapıldığı bilgisi Çin kültüründe bu ayda loğusa kadının yanına sadece yakın akrabalarının geldiği, arkadaşların ve diğer uzak akrabaların bu kırk günlük süre bittikten sonra anne ve bebeği ziyaret ettikleri, Tayland kültüründe kırk günün sonunda kadının özel bitkilerin ve ilaçların olduğu bir su ile banyo yaptırılarak bu sürenin bitirildiği ifade sonu kültürü oluşturan en önemli öğelerden birisinin de loğusa kadının diyeti olduğu vurgulanan araştırmada, hemen her toplumda loğusa kadına bu döneme özel diyet uygulandığı, diyetteki en önemli amacın kadının eski haline dönmesi ve bebeğe süt sağlamak olduğu göre doğum sonu dönemde dikkat edilecek önemli konulardan birisinin de loğusa kadını sıcak tutmak olduğu, Tayland ve Çin kültürüne göre doğumun vücut ısısını azaltan bir dönem olduğu düşünülerek, bu dönemde kadının sıcak tutulduğu, sıcak banyo yaptırıldığı, sıcak içecekler verildiği, kadının soğuk ve yağmurdan uzak tutulduğu bilgisi kadınların da doğum sonu dönemde uygun olduklarında sıcak kaplıcalara gitmeleri konusunda desteklendiği, Malezya ve Hindistan toplumlarında da kadının dışarıya çıkarılmadığı, rüzgarın kadında karın ağrısı yaptığına inanıldığı, Zambiya’da ise loğusa kadının ılık suyla banyo yaptırıldığı ve soğuk ortamdan korunduğu sonrası dönemde kanamayı durdurmak içinDoğum sonu dönemde kanamanın azaltılması ve durdurulması için bazı geleneksel uygulamaların da yapıldığı bilgisi yer alan araştırmada, Çin ve Tayland kültüründe zencefilin sıcak bir besin olarak kabul edildiği, ayrıca zencefilin doğum sonu dönemde rahimde bulunan plasenta parçalarını atarak kanamayı durduğuna inanıldığı, bu nedenle loğusa kadına zencefil yemesinin tavsiye edildiği kültüründe doğum sonu dönemde kanamayı durdurmak için muska yazdırmak, karına sıcak uygulama yapmak, tatlı-cevizli besinler yemek, kadını kekiğin buğusuna oturtmak, loğusa kadının yatağının üzerine "üzellik" koymak gibi uygulamalar yapıldığı, Türk kültünde ise soğanı kaynatıp içmek, sıcak höllüğe oturmak, kahve içmek, bele yakı koyma, karına bastırma, karına soğuk su dökme, hocaya okutmak, bele sıcak uygulama yapmak gibi uygulamalar bulunduğu ifade kültüründe, doğum sonrasındaki en yaygın geleneklerin göbek bağı ile ilgili işlemler, loğusalık, al basması, kırk basması, nazar değmesi gibi inançlar olduğu belirtilirken, al basmasını önlemek için loğusa kadınların birbirlerini ziyaret etmemeleri, ziyaret etmeleri zorunlu ise kendilerinde bulunan çengelli iğnelerini birbirlerine vermeleri gerektiğine kadının odasına Kur’an koymak, kadının başına kırmızı tülbent bağlamak, kadının odasına orak-bıçak gibi keskin alet bırakmak, kadının odasına su bırakmak, cenazeye gitmemek, adetli bir kadının loğusa kadını ziyaret etmemesi ve evde tek bırakılmaması gibi uygulamalar da Türk kültüründeki inanışlar arasında yer kadınların da benzer şekilde Kur’an-ı Kerim’i başın üzerine koyması, iki loğusa kadının aynı odada bulunmaması, kadının kırk gün dışarıya çıkarılmaması gibi uygulamalar yaptıkları, Hint kültüründe de loğusa kadının yatağının kenarına ateş, su, orak konulması gibi benzer uygulamaların söz konusu olduğu kültüründe ise gebe kadın sancı çekerken kapıların, pencerelerin kapatıldığı, kadının sesinin yabancılara ulaşmasının engellenmeye çalışıldığı, sesin başka kişilere ulaşırsa kötü güçlerin doğumu zorlaştıracağına inanıldığı ifade İran, hem de Türk kültüründe yeni doğum yapmış anne ve bebeği nazardan korumak için yapılan uygulamaların benzerliğinin göze çarptığı vurgulanan araştırmada, mavi boncuk takma, dua etme ve bebeği yabancılara göstermeme, bu uygulamaların en önemlilerinden olarak Çin kültüründe bebek bir ayını doldurmadan yakın akraba, büyük anne ve babaların dışında kimseye gösterilmediği göbeğe yönelik yapılan uygulamaların ise ileride çocuğun nasıl bir insan olması isteniyorsa ona yönelik olduğu ifade edilen araştırmada, Türk ve İran kültüründe çocuk eğer kız ise göbek bağının evde bırakılması, çocuğun ileride okuması istenirse göbeğin okul bahçesine gömülmesi, çocuğun ilerde dini bütün birisi olması istenirse cami avlusuna gömülmesi gibi uygulamaların olduğu bilgisi yer alıyor. - 1540 Güncelleme - 1540 Farklı kültürlere olan merakı nedeniyle dünyanın ve Türkiye'nin kültürel zenginliklerinin peşinde koşan 33 yaşındaki Seymen Bozaslan, bu sayede 56 ülkede 250'den fazla şehri ve Türkiye'yi iki kez dolaştı. Reklamcılık ve medya sektöründe çalışan ve yaklaşık 10 yıl futbol hakemliğini yapan Bozaslan, Anadolu'nun insan hikayelerini yazmaya karar vererek gezilerine şehirlerin spor tutkusunu ve kültürünü araştıran, mutfağını test eden, gezilecek yerlerin fotoğraflarını çeken Bozaslan, deneyimlerini kişisel blogu, seyahat dergileri, gazete ekleri ve sosyal medyada yazarak meraklılarına çıkaracağı "Türkiye'de Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler" adlı kitabının hazırlıklarına başlayan Bozaslan, bu kapsamda Bitlis'e gelerek "yeryüzü cenneti" olarak nitelendirilen Nemrut Krater Gölü ile sonbaharın en güzel yaşandığı yerlerden biri olan Hizan ilçesini "56 ülkede 250'den fazla şehir görme fırsatım oldu"Bozaslan, AA muhabirine, yıllardır profesyonel olarak gezdiğini, gittiği yerleri fotoğraf ve videolarla ölümsüzleştirdiğini yeni kültüler öğrenmeyi, farklı bölgelerdeki insanlarla tanışmayı sevdiğini belirten Bozaslan, şöyle devam etti"Türkiye'nin tüm illerini iki defa gezdim. Aynı zamanda 56 ülke ve 250'den fazla şehir görme fırsatım oldu. Amerika kıtası haricinde her yeri gezdim diyebilirim. İkinci kitabımın hazırlıkları kapsamında Türkiye'yi tekrar gezmeye başladım. Bunu yayımlayıp okurun beğenisine sunacağım. Seyahat ederken hep yeme, içme, gezme akıllara gelir. Buna bir de insan tanımanın önemli bir faktör olduğunu düşünerek yeni bir soluk getirmek istedim. 71 insan üzerine bir kitap hazırlamıştım. Bu sene de gezilecek yerler adına bir kitap düzenliyorum. İnşallah sene bitmeden tamamlamayı düşünüyorum."- "600'den fazla mutfak kültürü deneyimledim"Gezerken insanlarla empati yapmayı öğrendiğini ifade eden Bozaslan, sokaklarda gördüğü insanlardan çok şey öğrenildiğini tanıdığı insanların hayatında önemli izler bıraktığını aktaran Bozaslan, şunları kaydetti"600'den fazla mutfak kültürünü deneyimledim. Yurt dışında gezmek çok farklı ama son zamanlarda yeni tip koronavirüsten dolayı gezemiyoruz. Türkiye'de yaklaşık 200 kilometrede farklı kültürler görülebiliyor. Örneğin Karadeniz gibi bir kültürden Doğu Anadolu kültürüne yakın mesafeyle geçebiliyorsun. İnsanların şive ve giyim tarzları, hatta binalar bile değişiyor. Yurt dışında bunu öbek öbek deneyimliyoruz. Doğası ayrı, kültürü ayrı ve mimari yapısı için ayrı bir yere gitmek zorunda kalıyorsun."- "Türkiye'yi Türkiye sınırından çıkmadan tanıyamazsınız"Türkiye'yi gezmenin çok şey kazandırdığını vurgulayan Bozaslan, "Türkiye'yi Türkiye sınırından çıkmadan tanıyamazsınız. 56 ülke gezerken her biriyle Türkiye'yi kıyaslıyorum. Yurt dışındaki örneklerde bizden daha iyi olan şeyler var, bizde de onlardan iyi olan şeyler var. Ama kendi iç huzurumdan inanılmaz eminim ki Türk insanının merhameti, umudu ve hoşgörüsü hiçbir yerde yok." dedi.

ülkemizde farklı kültürlerin bir arada yaşadığına yönelik